Organ Bağışı Haftası nedeniyle basın açıklaması yapan Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uzun, tüm Kırıkkalelileri organ bağışına davet etti.
KİMLER BAĞIŞTA BULUNABİLİR?
Sağlık Müdürü Dr. Uzun konu hakkında şu açıklamaları yaptı; “Organ bağışı; kişi hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir. Organ Nakli ise, görev yapamayacak kadar hasta ve hatta bedene zararlı hale gelen bir organın, bir yenisi ve sağlamı ile değiştirilebilmesi işlemidir. 18 veya üstünde bir yaşta olup akli dengesi yerinde olan herkes, organ bağışında bulunabilir. İlimizde İl Sağlık Müdürlüğü, Yüksek İhtisas Hastanesi Baştabipliği ve Emniyet Müdürlüğünde ilgili birimlere başvurarak, beklenmedik ölümleri halinde organlarını bağışladığına dair bir belgeyi iki tanık önünde doldurup, doku ve organ bağış belgesi alabilir.
“ÜLKEMİZ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİ”
Organ ve doku nakli hizmetleri ülkemiz açısından son derece önemlidir. Tedavileri sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastaların sayıları giderek artmaktadır. Bu hastaların bir kısmı uygun organ ve doku bulunamadığı için yaşamlarını kaybetmekte, bir kısmı ise tedavi olmak amacı ile yurt dışına giderek organ ve doku nakli olmaya çalışmaktadır. Yurt dışı tedavileri, ülkemize trilyonlarca liralık maliyet getirmektedir. Yurt dışına tedaviye giden bazı hastalar ise uygun olmayan koşullarda yapılan nakiller nedeniyle hayatlarını kaybetmektedirler.
BİR YAŞAM ARMAĞAN ETMEK İSTER MİSİNİZ?
Gerçekleştirilen organ nakillerine karşın bağışlanan organ sayısının yetersiz olması nedeniyle günümüzde bağışlanan organlar ihtiyacı karşılamamaktadır. Bugün ülkemizde 40 binden fazla diyaliz hastası vardır. Ne yazık ki çoğu 20-40 yaşları arası genç ve orta yaşlarda hastalardır. (onkod- Organ ve Doku Nakli Koordinatörlüğü Derneği). Yaşamlarını makinelere düzenli aralıklarla (haftada 3 kez ve her seferinde 3-4 saat) bağlanarak sürdürebilmektedirler. Bu da sosyal yaşantılarını oldukça kötü bir şekilde etkilemektedir. Böbrek nakli ameliyatı ile bu bağımlılık sona ermekte, yaşam süreleri uzamaktadır. İleri dönem kalp ve karaciğer hastalarının durumları çok daha üzücüdür. Diyaliz gibi bir yardımcı tedavi olanakları da olmadığı için kısa sürede yaşamları sona ermektedir.
BEYİN ÖLÜMÜ
Genel olarak halkımızın organ bağışı konusunda bazı endişeleri olduğu görülmektedir. Bu endişeleri genel anlamda üç konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunlardan birincisi, Beyin Ölümü ile Bitkisel Hayat arasındaki farkın anlaşılamamış olmasıdır. Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır. Beyin ölümü gerçekleşmeden kadavradan organ nakli yapılamaz. Bu durum koma veya bitkisel hayattan farklıdır. Beyin ölümünde, beyin fonksiyonları tamamen ve başa dönmeyecek şekilde, yani tamiri imkânsız bir biçimde kaybolmuştur. Solunum ve kalp atımları yapay olarak makinelere bağlı ve tıbbi tedavi ile sürdürülebilir, fakat beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülemez. Koma ve bitkisel hayatta olan hastalardan bazıları uzun yıllar sonra bile bazen hayata dönebilmesine rağmen, beyin ölümü gelişmiş hastalar için bu söz konusu değildir. 29.5.1979 tarih, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun hükmü ile Beyin ölümü ‘tıbbi ölüm’ olarak kabul edilmiştir.
BEDEL KARŞILIĞI VERMELERİ YASAK
Bölüm III. Ölüden Organ ve Doku Alınması 11. Madde; “Tıbbi ölüm hali, bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve yöntemleri uygulamak suretiyle; kardiyolog, nörolog, nöroşirurji, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan 4 kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanır”. Ayrıca kişilerin bir bedel karşılığı organlarını vermeleri 2238 sayılı yasaya göre yasaktır. Kadavra donörlerden elde edilen organlar, Ulusal Koordinasyon Sistemi ile ülkemiz içindeki tıbben acilliği ve doku uyumuna göre en uygun alıcıya nakil edilir.
ORGAN NAKLİ DİNİ AÇIDAN UYGUN MUDUR?
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından, organ bağışı, insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlanmıştır. 6.3.1980 tarih 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Diğer İslam ülkelerinde de ve bütün büyük dinlerde de benzer kararlar mevcuttur. “HER KİM BİRİNİ (HAYATINI KURTARARAK) YAŞATIRSA, SANKİ BÜTÜN İNSANLARI YAŞATMIŞTIR” (Kur’an-ı Kerim, Maide Süresi, 32. Ayet).
ORGAN NAKLİ AMELİYATINDA CESEDİN VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜ KORUNUR MU?
Organ alımı, ameliyathane koşullarında uzman bir hekim ekibi tarafından gerçekleştirilir. İlgili organ, alıcıya nakledilene kadar saklanır. Organ alındıktan sonra, kadavranın yani insan cesedinin bakımı uygun ve saygın bir şekilde yapılır. Cesedin vücut bütünlüğü korunur. Dış görünümde ameliyat izi dışında herhangi bir bozukluk oluşmaz. Ve defin işlemlerinde de gecikme yaşanmaz. Türkiye’de şehirlere göre organ bağışı sıralamasında, yapılan çalışmalar neticesinde halkımızın da konuya gösterdiği hassasiyetin artması nispetiyle ilimiz ivme kazanmıştır. Aynı sıralamada birçok ilde de hiç organ bağışı yapılmadığı görülmektedir (onkod- Organ ve Doku Nakli Koordinatörlüğü Derneği). Ne yazık ki insan ancak organ alıcısı durumuna gelince organ bağışının önemini fark edebiliyor. Birçok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Oysaki bağışlanmış bir organ, başarılı bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır.
“ORGAN BAĞIŞI, CAN BAĞIŞIDIR”
İlimizde organ bağışı ile ilgili işlemlerin yürütülmesi ve organ bağışı ile ilgili olarak vatandaşlarımızı bilgilendirmek üzere sağlık çalışanları, din görevlileri ve basınımızın temsilcileri olarak hepimiz üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Çünkü organ bağışı can bağışıdır. Altunbilek AVM ve Kırıkkale Üniversitesinde kurulan stanlarda organ bağışı alınmıştır. Bu faaliyetimiz yıl boyu devam edecektir. Tüm vatandaşlarımızı organ bağışı yapmaya ve hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlamaya davet ediyorum”
“YAŞAMAK GÜZEL, YAŞATMAK DA…”