
Kırıkkale sabahları TÜPRAŞ’ın dumanıyla uyanıyor. Fabrikanın bacası tütüyor, çarkları dönüyor, işçiler alın teriyle üretimi sürdürüyor. Ama o çarklardan Kırıkkale’ye ne düşüyor? Cevap basit: Hiçbir şey. Ne bir spor sahası, ne bir sosyal sorumluluk projesi, ne bir kültürel etkinlik. TÜPRAŞ burada sadece kazanıyor. Vermek yok, paylaşmak yok, sahiplenmek hiç yok.
TÜPRAŞ işçiye yok, Kırıkkale’ye yok Batman’a bakıyorsunuz, 1. Amatör Küme’de TÜPRAŞSPOR adında futbol takımı var. Kocaeli’de gençlik projeleri, çevre çalışmaları, sponsorluklar havada uçuşuyor.
Peki Kırıkkale? TÜPRAŞ’ın neredeyse yarım asırlık varlığının olduğu bu şehirde, “Şunu da TÜPRAŞ yaptı” diyebileceğimiz tek bir örnek var mı?
Kocaeli’ne vizyon, Batman’a forma, Kırıkkale’ye duman.
Bu mudur adalet?
Bu şehir TÜPRAŞ için sadece üretim noktasıysa, şunu herkes bilsin:
Kırıkkale TÜPRAŞ’a sadece ham madde değil, alın teri, sadakat ve emek verdi.
Ama bu şehrin çocukları ne spor sahasında TÜPRAŞ logolu bir forma gördü,
ne de bir sosyal tesiste, “Bizim de hakkımız var” diyebildi.
TÜPRAŞ için Kırıkkale bir fabrika yeri, bizim içinse hayatın ta kendisi.
Ve artık bu sessizlik kabul edilemez.
Mehmet Doğan’ın önderliğinde işçiler ayağa kalktı. Sadece maaş için değil, saygı için, varlıkları tanınsın diye, bu sesi yükseltiyorlar.
İyi bilinsin: Bir şehir susarsa, sömürülür. Ama konuşursa, hesap sorar.
Ve Kırıkkale artık konuşuyor!
Bugün TÜPRAŞ yönetimine açık bir çağrıdır bu:
Bu şehir sizi sırtında taşıdı. Şimdi sıra sizde.
Bir spor kulübü kurmak, bir kültür merkezi açmak, bir okulun çatısını onarmak sizin için milyonluk projeler değil. Ama Kırıkkale için bir aidiyet, bir vefa göstergesidir.
Hadi Kırıkkale’ye bir şey yapmıyorsunuz ! İşçi Kardeşlerimin suçu ne ?
Geçim sıkıntısı her haneyi kavururken TÜPRAŞ’ın yüzde 28 zam teklifi, emeğe hakaret niteliğindedir.
Ülkenin ekonomik hali ortada, pazar yangın yeri.
Hadi Kırıkkale’ye bir şey yapmıyorsunuz, bari işçinin alın terini verin!
Yıllardır gece gündüz çalışan, üretimin bel kemiği olan emekçiler, sadece adalet istiyor.
Üstelik mesele sadece sosyal sorumluluk değil. İşçinin cebi yanıyor, mutfağı sönüyor.
Petrol-İş Sendikası haklı olarak ses yükseltiyor.
Ve bu adalet arayışının başında, dimdik duran bir sendika yönetimi var.
Petrol-İş Sendikası Kırıkkale Şube Başkanı Mehmet Doğan ve yönetimi,
işçinin iradesini arkasına alarak, masada da sahada da onurlu bir mücadele yürütüyor.
Ne öfkeyle hareket ediyorlar, ne de korkuyla susuyorlar.
Akılla, kararlılıkla, işçinin alın terini koruyorlar.
Mehmet Doğan’ın önderliğinde işçiler ayağa kalktı.
Sadece maaş için değil, saygı için, varlıkları tanınsın diye bu sesi yükseltiyorlar.
Kırıkkale sizi doyurdu, siz ne verdiniz?
Eğer cevabınız “sıfır”sa, biliniz ki bu şehir öyle görmezden gelinecek, susturulacak bir şehir değildir.
Burası Kırıkkale! Emekle yoğrulmuş, onurla ayakta duran bir şehir!
Ve unutmayın:
Baca dumanı bir gün dağılır, ama halkın öfkesi kolay dinmez.
Ya bu şehirle omuz omuza verirsiniz,
ya da bu halk sizi unutmaz, ama affetmez.
Ragıp Cihat Mencet