AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Kırıkkale’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Irak ve Suriye’ye ilişkin tezkerelerin MYK Toplantısı’nda ele alındığını belirten Atalay, “2 Ekim’de de tezkereler Meclis’te görüşülecek” dedi.
“Güvenlik Konseyi kararı bekleniyor”
“Celal Bayar Parkı tesislerinde yapılan yemekli toplantıya Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı ve İl Başkanı Mürsel Akçay da katıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, tampon bölge kurulmasına ilişkin, “Dışişleri Bakanlığı BM’ye başvuru yaptı. Tampon bölge konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin kararı gerekiyor, çıkmadı. Yoksa biz bu kampların bir kısmını orada kurardık. Oradan bir karar çıkmayınca Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir iş değil, bunun riski var” dedi.
“Tezkereler 2 Ekim’de görüşülecek”
Gazetecilerin tezkere sorularını da yanıtlayan Atalay şunları söyledi: “Tezkere konusunda içerik veya bunlar ayrı ayrı mı tezkere olsun buna karar verilmedi. 2 Ekim’de Meclis, 1 Ekim’de yasama toplantısı yapıyor. 2 Ekim’de tezkereler Meclis’te görüşülecek. Biri 8 Ekim, diğeri 17 Ekim’dir. Kurban Bayramı giriyor araya. İçeriklerinde bir değişiklik olur mu. İkisi birlikte olsun diye de bir düşünce var. Birlikte mi ayrı mı olur o karara bağlanmadı. Onun dışındaki konularla ilgili sizlere başka ne söyleyebilirim.”
“Pek çok demokratik adım atıldı”
Türkiye’nin demokratikleşme alanında 12 yılda çok ileri adımlar attığını vurgulayan Atalay, Doğu ve Güneydoğu’da okullara yönelik saldırılara ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu: “Vatandaşlarımızın, her kesimin bütün beklenti ve taleplerini karşılayacak pek çok demokratik adımlar atıldı. Okullarla ilgili sizlerde biliyorsunuz bir mevzuatımız var. Anadilde eğitim yapacak özel okulların açılabilmesiyle ilgili bir yasa çıkardık. 2013 yılında çıktı bu yasa. Son demokratikleşme paketindeki önemli hususlardan bir tanesi. Bunun bir prosedürü var. İsteyenler anadilde eğitim yapacak, bir okul açabilirler. Ama başvuracaklar, bunun iznini alacaklar. Yani her özel okul, kurs açılırken Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınıyor. İsterse Türkçe eğitim veren okul açılsın. Mesela bunlarda eğitim yılı başlarken böyle acıtasyon kokusu taşıyan, bu tür provakatif görüntüler ortaya koyan tutumları biz tasvip etmiyoruz. Esasen hem siyasi parti kesimi hem örgüt kesimi bu konularda doğrusu kendilerinin denetleyemediği bazı sorumsuzlukların alanda olduğunu söylüyorlar. Söylüyorlardı görüşmelerimizde. Bunlar gelip geçici. Her eğitim yılının başında bazı şeyler olur, o çerçeve de kabul edilmesi lazım. Onun dışında önemli bir sorun olarak görülmemesi lazım.”
“Belediyeler okul açabilir mi?”
Atalay, belediyeler okul açabilir mi? sorusu üzerine, yasada belediyelere tahsis edilmiş bir kararın olmadığını söyledi. Suriye sınırında yaşanan gelişmelere ilişkin soru üzerine de Atalay; 4 bin kişiye yakın Suriyelinin sınırın iç tarafına geçtiğini belirterek şöyle konuştu: “Bunlar genelde Kürt kökenli Suriyelilerdir. Irak Şam İslam Devleti’yle (IŞİD) Demokratik Birlik Partisi (PYD) kısmının Kobani civarındaki o bölgedeki çatışmalarından sonra o şehirleri, köyleri boşaltarak sınırımıza yığılanlardır. Türkiye bu konularda esnek davranıyor. Yani karşı tarafta zorluk varsa, risk fazlaysa sınırımız açılıyor.”
“Kamplarda boş yerler var”
Atalay, konuyla ilgili AFAD yetkilileriyle görüştüğünü belirterek “Büyük kısmının akrabaları var. O civar öyledir. Sınırın iki tarafında çok akraba vardır. Bunlar akrabalarıyla buluşuyorlar daha çok. Ama bir anlamda bizim kamplarımızda da boş yerler var. Bölgeye çok sayıda çadır ve ihtiyaç malzemesi sevk ediliyor. İhtiyaç olursa takviye çadırlar falan gönderiliyor. Ama bölgedeki sorunda sürüyor. Suriye’de sınırın ötesinde Kobani Bölgesi’nde çatışmalarda sürüyor. Yani başka gelişlerde olabilir gibi beklentiler var” dedi. Atalay, tampon bölge tartışmalarıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Tampon bölge yasaklığı getirecek, yani korunaklı bölge haline getirecek amaç o. Sadece tampon bölge olması yetmiyor. Yasaklı olması, bir risk taşımaması gerekiyor” dedi.
“Kampların büyük kısmını oraya kurabilirdik”
Suriye’de olaylar başladıktan sonra Türkiye’ye dönük göçlerin başladığında hep konuştuklarını ve düşündüklerini ifade eden Atalay, Türkiye’ye bugünkü kadar nüfusun gelmesinin asla beklenmediğini belirtti. Atalay, gelen Suriyeli sayısının 100 bin falan olduğunda çok fazla oldu denildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada nice çabalar harcandı. Şimdi 230 bin civarında kamplarda insan var. 1 milyon 500 bin civarında Suriyeli var. O zaman bunu yine yoğun bir şekilde gündeme taşıdık. Zirve toplantıları yapıldı. Bunun mutlaka sınır ötesinde tutulması ve biz sınır ötesinde kamplar kuralım, ihtiyaçlarını biz karşılayalım ama sınır ötesinde kalsınlar. Bu karara bağlandı. Dışişleri Bakanlığı BM’ye bunun için başvuru yaptı. Çünkü tampon bölge konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin kararı gerekiyor. ve oradan o karar çıkmadı. Yoksa şu anda orada o tampon bölge olsaydı bu kampların büyük bir kısmını orada kurardık. Oradan bir karar çıkmayınca Türkiye’nin de tek başına yapacağı bir iş değil. Çünkü bunun riski var. Siz tampon bölge diye orada bir yer ayırırsınız, kamplarınızı da kurarsınız ama havadan bombalanır insanlar ölür. Sorumluluğu bize ait olur. Tampon bölge fikri halen var ve iyi bir çözüm. O olmazsa Türkiye’ye gelişler, tekrar onların ihtiyaçlarının karşılanması gibi sorunlar yine bizim gündemimizde olur.”
“Ayrım yapmayız”
Hükümetin ve partinin terörle ilgili tutumlarının çok kesin olduğunu vurgulayan Atalay, terörün zerresine bugüne kadar olumlu bakmadıklarının ve bakmayacaklarının altını çizdi. Atalay, daime terörle mücadele eden bir ülke olduklarını dile getirerek, “Hiç ayrım yapmayız. Hangi kesimden olursa olsun, şu dindenmiş, bu dindenmiş. Zaten dinler adına terör olmaz. Nerede hangi adla üretilirse üretilsin terörün her çeşidine şiddetle karşıyız. IŞİD’le ilgili hepinizde biliyorsunuz şu sırada Türkiye’nin hassasiyetlerinin ne olduğunu bunu benim söylememe gerek yok. Yani bizim teröre genel bakışımız bellidir. Ama bu konuda gerek görüşmelerde işte değinilen açıklanan; Bizim vatandaşlarımız var orada, bu konuda hassasiyetlerimiz var. Bütün mesel budur. Bunuda herkes makul görür”
“Karar sürpriz olmadı”
İskoçya’da bağımsızlık referandumuna ilişkin soruyu yanıtlayan Atalay, referandum sonucunun kendisi için hiç sürpriz olmadığını belirterek, Türkiye’de çok kişinin bağımsızlık çıkacak diye beklediğini ve genelde beklentinin o yönde olduğunu kaydetti. Atalay geride kalan 12 yıla ilişkin kişişel değerlendirilmelerinin sorulması üzerine, ” Yani 12 yıl uzun bir süre ve AK Parti’nin bütün politikalarının içinde oldum benim ağırlıkla bakanlık döneminde rol aldığım konular reform paketleridir, demokratikleşmedir, normalleşmedir, sivilleşmedir. 2004, 2005, 2006’daki o reform paketlerinin çoğunun mutfağı bizim oda olmuştur. Benim o Başbakanlık’taki küçük odam olmuştur, geceleri orada çalışmışızdır. Doğrusu ben o konularda çok rol aldım ve çok memnunum” dedi.
“Türkiye o tabulardan kurtuldu”
Atalay sözlerini şöyle sürdürdü:”Tabi bu demokratikleşme, normalleşme süreçlerinin bir parçası da terörün bitirilmesi bu konuda çözümün getirilmesi. Bir yandan bütün vatandaşlarımıza ülkenin her kesiminde daha fazla hak hukuk öngörülürken onların zamanında ellerinden alınmış veya esirgenmiş hakları iade edilirken bir yandan da diğer sorunlarda çözülsün diye uğraştık. ve orada da iyi mesafeler alındı. Türkiye o tabulardan kurtuldu konuşulamayanlar konuşulur oldu. Her konu tartışılır oldu. Doğrusu rahat bir ortamdayız. Yani bundan sonra alınamayacak bir mesafe görmüyorum. Çok iyi bir yerdeyiz. Kolay olmadığı için insanlar ‘ya niye halen hedefe ulaşılamıyor’ diyor. Bu sorunlar zor arkadaşlar zaman alıyor, ben bu süreci tabi görüyorum. Bazen alanda olup bitenler oluyor. İşte büyük bir şey oluyor. ‘Bu acaba çözüm sürecini zora sokar mı falan’ hiçbir şey olmaz. Bunların hepsi bu süreçlerde normal. Daha ileri kırılmalar olur yine süreç yürür.”
“Çözüm süreci çerçeve yasası bu işin anayasasıdır”
Çözüm süreci yasasının önemine işaret eden Atalay, “Çözüm süreci çerçeve yasası bu işin anayasasıdır. O çok ileri bir adımdır. Türkiye’nin atığı çok ileri bir adım ve geldiği önemli bir mesafedir. Yani ondan sonrası kimse burada geri dönmez, dönemez” dedi. Yasa içerisinde yapılacakların genel olarak tanımlandığını belirten Atalay “Çalışanları rahatlatan, bu konudaki rol alacak kişileri, kurumları rahatlatan güvenceye alan yapılacak herşeyi ana hatlarıyla tanımlayan adeta yol haritasını koyan bir yasa o. Nelerin yapılacağı orada var” diye konuştu.