Hizmet-İş Sendikası Kırıkkale Şube Başkanlığı ve yönetimi şiddetli geçen kış mevsiminde doğada bulunan sahipsiz hayvanları elleriyle beslediler.
ONLARA SAHİP ÇIKALIM
Kış ayları olduğu sebebiyle hayvanların gıda bulma olasılığı daha düşük olduğunu açıklayan Kırıkkale Hizmet İş Sendika Başkanı Fatih Doğan, insanlar tarafından hayvanlara sahip çıkılmasının şart olduğunu söyledi. Unutmayalım ki bizler gibi onlarında yaşamaya hakkı var. Biz şehrimizde yaşayan her canlıya hizmet edeceğiz. açıklayan Kırıkkale Hizmet İş Sendika Başkanı Fatih Doğan, “Sokak hayvanlarını hep birlikte koruyalım, kollayalım, sahip çıkalım. Binamızın önüne bırakacağımız bir kap mama ya da bir kap su ile sokak hayvanlarına sahip çıkabiliriz. Canlı varlıkların bir çok yönleriyle, insana en yakın olanı hayvanlardır. Bunlardan bilhassa evcil olanlar, insanların günlük hayatlarında olduğu gibi, günümüzde de onlara muhtaçtır. Her çeşit maddî ilerlemeye rağmen gelecekte de hayatımızın vazgeçilmez birer tamamlayıcısı olmaya devam edecekleri muhakkaktır. İnsanoğlunun uzak ve yakından hayatına giren şeylerle münasebetlerine ölçü getiren, prensipler vaz eden İslamiyet, her an hizmet ve istifadesinde olan hayvanlarla ilgili olarak da bazı esaslar koymuştur. Kur’an-ı Kerim, hayvanların da insanlar gibi birer topluluk olduğunu, kitapta onları da ihmal etmediğini bildirin “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. Biz, o kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık.” Bu âyet, dikkatlerimizi hayvanlar âlemine çekmekte, onların da insanlar gibi, sınıf sınıf olduğunu söylemekte, yürüyen veya sürünen hayvanlardan her türünün bir topluluk olduğuna işaret etmektedir.”
HAYVANLARA KARŞI MERHAMETLİ OLUNMASI GEREKİR
Sözlerine devam eden Doğan “”Türklerin hayvan haklarına ne kadar saygılı olduklarını, onların beslenme ve korunmalarına ne kadar verdiklerini gösteren en önemli hususlardan birisi de, hayvanlar için kurdukları özel vakıflardır.””Türk şefkati hayvanlara bile şâmildir. Bunları beslemek için vakıflar ve ücretli adamlar vardır-, bu adamlar sokak başlarında köpeklere ve kedilere et dağıtırlar. Bu hayvanlar o sadakaya alışmış olduklarından, dağıtıcıların seslerini o kadar iyi tanırlar ki, işitir işitmez hemen sokak başına üşüşmekte kusur etmezler.” “Türkler, canlı ve cansız mahlukatın hepsiyle iyi geçinirler: Ağaçlara, kuşlara, köpeklere, velhasıl Allah’ın yarattığı her şeye hürmet ederler; bizim memleketlerde başı boş bırakılan veyahut eziyet edilen bu zavallı hayvan cinslerinin hepsine şefkat ve merhametlerini teşmil ederler. Bütün sokaklarda mahalle köpekleri için muayyen aralıklarla su kovaları sıralanır; bazı Türkler, ömürleri boyunca besledikleri güvercinler için ölürken vakıflar kurarak, kendilerinden sonra da yem serpilmesini sağlarlardı. Ecdâdımızın hayvanlara karşı gösterdiği bu şefkat ve merhametin, yabancı seyyahların dikkatini çektiği ve bazen de onların bu durumu anlamada zorlandıkları görülmektedir. Öteden beri İslâm kültür ve medeniyetinde-, insanların her tür sorunu halledildikten ve ihtiyaçları karşılandıktan sonra, hayvanların korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması, önemli dini ve insani bir görev olarak devam ede gelmiştir. “