‘Rüşvet trafiği çekmecelerini bozdu’

Yahşihan Belediye Başkanı ve AK Parti Yahşihan Belediye Başkan Adayı Ahmet Sungur seçim öncesi mitingi düzenledi. Mitinge yağan yağmura rağmen binlerce Yahşihanlı katıldı. Sungur, seçim süreci boyunca hakkında karalama kampanyası yürütüldüğünü dile getirerek, isim vermeden eski Yahşihan Belediye Başkanı Şefik Güneşer ve MHP Adayı Osman Türkyılmaz’a çeşitli sorular yöneltti. Eski Yahşihan Belediyesi’nin içine kapanık bir belediye olduğunu ifade eden Sungur, “Eski makam odasında çekmeceler kapanmıyordu. Rüşvet almaktan aç-kapa aç kapa yaptıkları için çekmeceleri bozulmuş. Rüşvet trafiğine çekmeceler dayanmamış” dedi.
‘YÜRÜYÜŞ YAPTILAR’
İlçe meydanında toplanan binlerce Yahşihanlı, yürüyüş korteji oluşturdu. Yüzlerce metre uzayan kortejde, geçtiğimiz günlerde Yahşihan’da yaşanan gerginliği protesto eden pankartlar da yer aldı. Yürüyüş korteji yeniden ilçe meydanına geldiğinde Yahşihan’da yine tarihi bir kalabalık oluşturdu. Kürsüye ilk olarak AK Parti İl Başkanı Mehmet Demir çıktı. Demir, geçtiğimiz günlerde TOKİ’de yapılan mitingde, ‘Cumartesi gelip, ithamlara cevap vereceğim’ sözünü hatırlatarak sözlerine başladı. İşte Demir’in konuşmasından öne çıkanlar;

‘SEÇMENİN YARISINDAN FAZLASI MEYDANDA’

“Şuan gördüğün atmosfer Yahşihan Belediye Başkanı Ahmet Sungur’a hayırlı olsun demeyi gerektiriyor. Çünkü seçmenin yarısından daha fazlası şuan meydanda. Bu her belediye başkanına nasip olmaz. 2011 yılının ilk aylarıydı. İl Başkanı görevini üstlendiğimde etrafında sayılan ve sevilen belediye başkanlarını partimize katılmalarını istedik. Bunların en başında gelen Ahmet kardeşimdi. Allah şahit ki Ahmet Sungur partimize gelirken en ufak bir pazarlığın içerisinde olmadık. Kendisine bize güvenme, seçmenine güven, Yahşihan’da kamuoyu yoklaması yapalım dedik. Kendisi de bize ben kendime, seçmenime ve sizlere güveniyorum dedi.  O süreçte burada 3 tane kamuoyu yoklaması yaptık. 3 yoklamada da yüzde 55’in üzerinde destek aldı. Bileğinin hakkıyla, anasının ak sütü gibi helal bir şekilde adaylığı kazandı.
‘2002 SEÇİMLERİNDEN ÇOK DAHA ÖNEMLİ’
Türkiye’de 17 Aralık’tan sonra çok üzücü olaylar yaşandı. Ülkesini ve milletini düşünen, asgari ücreti 180 liradan 900 liraya getiren, milletin her ferdinin hakkını veren Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı bir araya gelerek alt etmeye çalıştılar. Ancak işte bu meydanlar liderine sahip çıkıyor. Bu 30 Mart seçimleri hakikaten çok önemli. 2002’de bu partiyi kurduğumuz seçimlerden de çok önemli. Onun için bugün soğuktu, mitinge gittik diyerek yatmak yok, seçim saatine kadar çalışmak var.

‘DOLMAYI ÇİFT ÇİFT YİYENLER…’

Herkes söylediği sözün cevabını alacaktır. Gözleri görmeyen kardeşlerimiz var. Bunu bir özür olarak nitelendirmek istemiyorum. İki kör karşılıklı dolma yiyorlarmış. Biri diğerine ‘Sen bu dolmayı niye çift çift yiyorsun” demiş. O da, ‘Benim gözüm görmüyor, senin de gözün görmüyor. Nereden benim çift çift dolma yediğimi iddia ediyorsun” demiş. Diğeri tekrar, “Yav ben çift yiyorum da demiş” Şimdi bakın geçmişte birilerine bir yerleri peşkeş çekenler, belediyenin imkanlarını bir yerlere kullandıranlar, yani dolmayı çift çift yiyenler bizim başkanımızı da çift çift yiyor zannediyor. Siz bunları çok iyi biliyorsunuz.

‘ALAN DA, ALDI DİYEN DE…’

Geçen gün bir yürüyüşte tatsız bir olay olmuş. Gece biz de geldik, gergin ortamı sakinleştirdik. Orada da MHP’li belediye başkan adayına söyledim. Benimle ilgili bazı ithamlarda bulunmuşsun. Cumartesi gelip o ithamların cevabını vereceğim demiştim. Dün Keskin’de Melih Gökçek’e, ‘100 milyar dolar götürdüler’ diyorlardı. Melih Gökçek’te şunu söyledi; ‘100 milyar dolar götürende şerefsiz, götürdü diyende şerefsiz’ Bizim için de burada söylemişler. Bizim buradan minibüs hattı aldığımızı söylüyorlar. Hat alan da araba alanda şerefsiz, aldı diyen de şerefsiz. Bizim alnımız açık başımız dik. Bize, ‘Yahşihan, Balışeyh ve Hacılar’a niye bu kadar önem veriyorsunuz’ diyorlar. Bize güvenip partimize geçenleri yüzüstü mü bıraksaydık. Sizin karşınıza güçsüz ve alt yapısı olmayan adaylar mı çıkarsaydık. Bu nasıl bir anlayıştır. Tüm bu söylenenleri iyi düşünün ve elinizi vicdanınıza koyun. Bu düşüncelerle seçimlerin Yahşihan’a, Kırıkkale’ye ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum”

‘SİYASET TARİHİNİN MEZARINA GÖMDÜK’

Yahşihan Belediye Başkanı Ahmet Sungur ise konuşmasına “Gözlerimde 5 yıl önce yaptığımız miting canlandı. 5 yıl önce biz burada sadece miting yaptık demiştik. İlçemize de damgamızı vurmuşuz, teşekkür ediyorum sizlere” diyerek başladı. Sungur, “Biz 5 yıl önce bu alanda yapacaklarımızı ve haksızlıkları anlatmıştık. Allah’a hamdolsun söylediklerimizi yaptık ve ihanet içerisinde olan insanları buradan defettik. Onlar bu şehre normal bir insan olarak gelebilir, ancak karşısına siyasi olarak çıkamazlar. Çünkü biz onları siyaset tarihinin mezarına gömdük. Yine burada yaptığımız konuşmada siyasete yeni girecek olanlara akıl hocalarınızı iyi seçim demiştik. Onlara bir ağabey tavsiyesinde bulunduk. Bazılarının bu zoruna gitmiş, gitsin zorlarına. Onlara yine, ‘Sizin 2 dönemde yapamadıklarınızı Ahmet Sungur 5 yılda kat ve kat yapmamışsa tekrar aday olmayacak’ demiştik. İkinci bir seçenek daha sundum onlara; ‘Siz meydana çıkıp biz Ahmet Sungur’dan belediye başkanlığı yapmayı öğrendik’ derseniz yine aday olmayacağım dedim ama o delikanlılık ne arar onlarda. Ben bu şahsın ismini anmak istemiyorum. Siz bu şahsı çok iyi biliyorsunuz” dedi.

‘AKIL HOCALARINIZ İYİ OLMALI’

“Siyaset yapmayı düşünüyorsanız, akıl hocalarınızı iyi seçmelisiniz” sözlerini yineleyerek, “Kılavuzu karga olanın diye bir söz var. Ama 31 Mart sabahı belediye başkanı nasıl siyaset yapar itina ile ders vereceğim. Bu şehre hizmet etmek isteyen, dürüst siyaset yapan ve bizden daha iyi hizmet edecek olursa, biz hizmet bayrağını seve seve ona teslim ederiz. Çünkü biz Yahşihan’ı ve sizleri çok seviyoruz. Ben nasıl bir Yahşihan teslim aldım biraz bundan bahsetmek istiyorum. İnanın 5 yıldır dişlerimizi sıka sıka sabrettik. Şuan yanımda bir dosya var. O dosyada belgeler var. İki gün daha sabredin. Hepsini açıklayacağım. Şahsımı ve ekibimi hırsızlıkla itham edenlerin, nasıl bir hırsız olduğunu açıklayacağım.” şeklinde konuştu.
‘ONUR VE ŞEREF MARKETTEN ALINMAZ’
Sungur şöyle devam etti; “İnsanın onurlusu, şereflisi ve haysiyetlisi insandır. Bu saydıklarımı gidip marketten alma şansı yoktur. Bir de aileden gelen bir terbiye vardır. Öyle ki ailesinden terbiye alamayanlar, toplum içerisinde yer alamaz. Şimdi hani bir laf vardır, ‘Dinime küfreden bari Müslüman olsa’ diye. Bu memleketteki herkes beni de biliyor onları da biliyor. Onların da ailesini biliyor, benim de ailemi biliyorlar. Ben Cuma günü gidip, babam, kardeşim, oğlumun, ailemin doğruluk kağıdını aldım. Doğruluk kağıdını adli makamlar herkese vermez.  Onlar gidip doğruluk kağıdı alabilirler mi? Geçenlerde bir eve gidiyorlar.  Evdeki halama, ‘Dayıma da selam söyle’ diyorlar. Halam burada şimdi; ‘Dayın öleli 7 ay oldu’ diyor. Zat-ı muhterem bu memlekette aday olmak önemli değil. Bu insanların evlerinin içerisinde kaç kişi yaşıyor onu bilmek, kimin sofrasına ne giriyor onu bilmek lazım. Ondan sonra gelip milletten oy istemen gerekir”

‘ŞEREFLİ BİR AİLENİN MENSUBUYUM’

Yahşihan’a 25 yıl hizmet eden şerefli bir ailenin mensubu olduğunu söyleyen Sungur, “Şerefli bir babanın evladıyım. O şerefli insana dil uzatmak kimsenin haddi değil. 31 Mart sabahı kalıbına sığmayan varsa benim adresim belli. Bu millet senin babanı da tanır, benim babamı da tanır. Herkes akıllı olsun. Aslında burada birçok derin konuyu konuşacaktım ama yine babamın hatırı için susuyorum. 31 Mart sabahı beni köy hizmetlerine göndereceklermiş. Ben 16 yıl köy hizmetlerinin ekmeğini şerefimle, namusumla yedim. Harama uzanmadım. Peki sen nereye kaçacaksın? Seni nereye sığdıracağız? 1+1 TOKİ’lere gidip, ‘Oy verirseniz şunu vereceğim, vermezseniz şunları, bunları vermem’ deyip, sen nereye kaçacaksın?” diye konuştu.
‘HANIMLARIN BAŞINDAN ÖRTÜLERİNİ ALACAK KADAR…’
Geçtiğimiz günlerde kendisini destekleyenlerin düzenlediği yürüyüş sırasında yaşanan gerginliğe de değinen Sungur, “Geçenlerde bir yürüyüş yaptık burada. O gün akşam hanım kardeşlerimize hakaret ettiler. Bunu söylemekten ben dahi çekiniyorum ama hanım kardeşlerimizin başından başörtüsünü alacak kadar alçaklık yaptılar. Bu memleketi kimlere teslim etmek istediklerini görüyorsunuz ama bu memleket sahipsiz değil. Bu memleketin sahipleri biziz, sizlersiniz” şeklinde konuştu.
‘BÜTÇEYİ BİLE BİLMEZLER’
Sungur şöyle devam etti; “Biz bu memleketin yönetimini 2009 ‘da o akıl hocalarından devraldığımızda belediyenin 8 milyon lira borcu vardı. Eski parayla 8 trilyon. Allah’a hamdolsun ki 4 milyon borcu ödemek bize nasip oldu. 15 milyon lira bu memlekete yatırım yaptık. Biz belediyemizin bütçesini 14 milyon yaptık. Biz bu bütçeyi yıllık olarak onaylıyoruz. Bu memleketi yönetmeye talip olan o arkadaşlar bu bütçeyi bile aylık zannediyorlar. Sen bu göreve nasıl talipsin kardeşim? Ancak gelirsen birkaç derste öğretirim bunları. Göreve ilk geldiğimiz de nüfusumuz 9 bin 800’dü. Şuanda ilçemizin nüfusu 17 bin ve Kırıkkale’nin en büyük ilçesi olduk. Günlük canlı nüfusumuz ise akıllara zarar bir rakam. Yahşihan’da günlük hareketli nüfus tam 70 bindir. 17 bine göre gelirimiz var, 70 bine göre giderimiz var. Bu kardeşlerimizin çok önemli projeleri varmış. Gelsinler bu projeyi nasıl ve hangi kaynakla yapacaklarını açıklasınlar. Onu da bilmiyorlar. Kimse bir vatandaşın oyunu almak için yalanlara ve yanlışlara tenezzül etmesin. Oyunu aldıktan sonra ‘Benim sizinle işim yok’ demesin. Bu insanlar bize her zaman lazım”

‘HİÇ Mİ UTANMIYORSUN?’

Sungur isim vermeden eski Yahşihan Belediye Başkanı Şefik Güneşer’e çeşitli sorular yöneltti. Sungur, “Bizim teslim aldığımız Yahşihan Belediyesi içine kapanık bir belediyeydi. Eski makam odasının çekmecesi hiç kapanmıyor biliyor musunuz? Rüşvet almak için o kadar aç-kapa yapmışlar ki çekmeceleri bozulmuş. Öyle çamur atmakla olmaz. Yaradan bizi topraktan yarattı. Bize her çamur attıklarında, daha da büyüyoruz. Bizi imar yolsuzluğu ile filan suçluyorlar. Biz imar diye bir şeyle uğraşmadık. Revizyon yaptık ve halkın hisselerini bulup getirdik. Salih Aydın diye bir arkadaşımız var. Burada olsa da gelip söylese. 6 dönüm arazisini kaybetmişler. Ben buldum getirdim. Bizi hırsızlıkla itham ediyorlar. Cami yerini arsaya çevirip teyzemin çocuklarına ben vermedim. Yenişehir’de 2 tane yurdun var. Utanmıyor musun çıkıp konuşurken. Nerede senin şerefin? Nerede haysiyetin? Sabahlara kadar tapudan bizim yolsuzluğumuzu araştırıp bir şey bulamayan beyefendi, neden kendi yolsuzluğunu araştırmıyorsun.  İki gün daha sabret senin ipliğini pazara çıkaracağım. Hat yolsuzluğunu hatırlayanlar var mı? Eşine dostuna hat peşkeş çekenler neredeler? Biz prim vermediğimiz için, yolsuzluklarına alet olmadığımız için oradalar. Nerede olduklarını iyi biliyorsunuz. Hırsızların yeri orası. Peki bir tanıdığım bir dostumdan 45 bin liralık senet karşılığında Mersin’deki yazlığını aldın mı, almadın mı? Hani sen şerefliydin? Şahitleri de burada. Siz konuş dediğiniz için bunları konuşuyorum. Yoksa onları adam yurduna bile koymayacaktım” diye konuştu. Sungur konuşmasının devamında yapılan hizmet ve yatırımlardan bahsederek, “İşte Yahşihan böyle büyüdü ve hep birlikte daha da büyüteceğiz” dedi. (Haber-Foto: Fatih GENÇER)