İlk mektep ikiye gidiyordu,
Piyanoya başladığında.
Emsallerinden önce okumayı –yazmayı sökmüş,
Etrafı ile fazlaca ilgileniyor,
Ellerin çocuklarından ayrı,
Sorular soruyordu.
Anne doktor,
Baba müfettiş,
Çocuk tek.
Değişik uğraşlara yönlendirmek istediler kişilik gelişimi için yavrularını,
Piyanoda karar kıldılar.
İyi yetişmeli,
Vatana millete faydalı birey olmalı,
Aydınlanmalı,
Aydınlatmalıydı kendisinden sonra geleni.
Sivrildi,
Kısa zamanda müzikle birlikte emsalleri içerisinde.
İlk mektep bittiğinde Ankara birincisiydi.
Devlet Polonya’ya gönderdi ödül için.
Laptop verdi, saat verdi, para verdi yanı sıra,
O, bunları olmayanlara dağıttı.
Orta okulda ödül, Amerika idi.
Uzay bilimleri ile orda tanıştı zaten.
Kainatta neler var,
Kimler yaratılanın içerisinde meraklandı.
Lise bitip,
İlk iki bin kişi içerisine girdiğinde üniversite seçmelerinde,
Direk ODTÜ uzay bilimlerini tercih etti anne ve babasının “doktor ol” ısrarına rağmen.
Zaman içerisinde virtüözü olduğu piyanoyu çok seviyor,
Uzayı,
Yıldızları,
Gezegenleri,
Galaksileri incelemeyi,
Gökyüzüne çıkmayı,
Varsa,
Evrende diğer canlılarla tanışmayı hayal ediyor, hoşuna gidiyordu.
Geçen hafta cübbeli hocanın vaazına takıldı gözüm kanal zaplarken televizyonda.
Kulak verdim usuldan;
Amerikalı uzay bilimciler Mars’ da su olduğunu kanıtlamışlar!..
Hoca diyor ki mealen,
Onca milyar doları ve zamanı harcayıp Mars’ ta su olup olmadığını bir makineye soracağınıza verseydiniz bana yüz milyon dolar, ben size suyun kaynağını bile söylerdim!..
Ertesi gün Aliye hanımı aradım…
Aliye hanım boşa koştunuz okutmak, okutup adam etmek için İmge’nin ardı sıra senelerce.
Boşa harcadınız onca paraları, heba ettiniz emekleri…
Dost tavsiyesi,
Zararın neresinden dönerseniz kardır…
Altı yıl ODTÜ’ de dirsek çürütüp Mars’daki suyu makineden öğreneceğine İmge, gitsin cübbelinin yanına,
Bir ayda hem Mars’ı hem de Mars’daki suyun membaasını öğrensin!..
Sonra!..
İkimizde güldük memleketin ağlanacak haline…