Herkes ne kadar mutsuz… Herkes ne kadar öfkeli, ümitsiz, beklentisiz, tutkusuz, nefret dolu…
Herkes ve hepimiz ne kadar da rotasızız. Ve de ne kadar gitmeye meyilli…
Son günlerde en çok yakındığım ve dert edindiğim konu bu.
Bunca karmaşa, bunca hengâme, bunca nefret ve öfke arasında, kendimden bile hoşlanmadığım zamanlarda çocuklara sığınıyorum ben. Onların ruhlarını, kalplerini, sağlıklarını, mutluluklarını, yoksunluklarını, gözyaşlarını önemsiyorum. Onlar için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Ve dünya yeterince kötü bir yerken, hiçbir çocuğun çocuk yaşta acı kavramı ile tanışmasını istemiyorum.
Davranışlar ya da insan psikolojisi konusunda uzman falan değilim. Ama bir insanın, dünyaya gözlerini açtığı ilk andan, kendini keşfettiği ana kadar yaşadığı her şeyin karakterini şekillendirdiğini, hamurunun ona göre yoğrulduğunu biliyorum.
Hepimizin kendimizde beğenmediğimiz özelliklerimiz, zaaflarımız, paranoyalarımız, hassas noktalarımız; aslında bir zamanlar birileri tarafından maruz bırakıldığımız sarsıntıların sonucu.
Eminim hepiniz size öğretilenler doğrultusunda çocuğunuzun üzerine titriyorsunuz. Belki yanlışlar yapıyorsunuz ama gözünüzün bebeği gibi bakıyorsunuz. Çünkü aile olmak bunu gerektirir.
Peki ya siz hiç koruyucu aile olmayı düşündünüz mü?
Hiçbir hatası olmadan bu dünyaya yoksunluk içinde gözünü açmış ve her türlü korunmadan, şefkatten, en muhtaç olduğu dönemde sevgiden yoksun kalmış bir cana can olmayı aklınızdan geçirdiniz mi? Lütfen geçirin.
Koruyucu ailelik, çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmeleridir. Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuklar, öz ailesi bulunan, öz ailesince bir süre için bakılamayan, çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitirmiş olan, kız ya da erkek, sağlıklı ya da engelli, durumunun koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu sosyal çalışmacı tarafından belirlenen çocuklardır.
Ve de koruyucu aile olmak devlet desteklidir. Koruyucu ailelere, baktıkları her çocuk için aylık ücret ödenir, bu çocuklar hastalandıklarında koruyucu ailesi tarafından hiçbir sevke tabi olmadan doğrudan sağlık karneleri ile devlet – üniversite hastaneleri, sağlık ocakları vb sağlık kurumlarına tedavi için götürülebilir ve bu durumlarda muayene ve tedavi bedeli Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından karşılanır.
Suça karışmış her insanla karşılaştığımda aklımdan geçen bir şey vardır benim… “Yaşı kaç olursa olsun, 17 ya da 27, suçlu kim olursa olsun bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum.”
Bir bebekten bir katil, bir hırsız, bir tecavüzcü yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz sevgili kardeşlerim.