Kırıkkale Üniversitesi (KKÜ) Teknoloji Transfer Ofisi ve Türk Patent Marka Kurumu iş birliğiyle “Sınai Mülkiyet Hakları Eğitimi” düzenlendi.
HABER: YAKUP ÖZCAN
Nurettin Topçu Salonu’nda gerçekleşen eğitime, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Başalan, Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Doç. Dr. Tuncay Şimşek, ilgili bölüm başkanları ile akademik ve idari personeller katıldı. Türk Patent ve Marka Kurumu uzmanlarından Cengiz Adanur’un vermiş olduğu eğitim iki oturum şeklinde gerçekleşti.
Programın açılış konuşmasını Üniversite Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Doç. Dr. Tuncay Şimşek yaptı. Doç. Dr. Şimşek, “Sınai mülkiyet hakları, ulusal ve uluslararası düzeyde inovasyonun ve teknolojik ilerlemelerin temel taşları arasında yer alırken, aynı zamanda yenilikleri ve buluş yapmayı teşvik ederek yaratıcı fikirleri özendirmekte, bu fikirlerin üretime dönüşmesiyle toplumların kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Patent, faydalı model, tasarım, coğrafi işaretler ve marka gibi değerleri kapsayan sınai haklar, teknoloji üreten kurumlarımızın ve işletmelerimizin rekabet gücünü artıran, uluslararası ticari ilişkilerini, yatırım kararlarını ve tüm bunların sonucu olarak ekonomik büyümelerini etkileyen önemli unsurlardır. Sınai haklar, sadece ticari ilişkilerde değil, aynı zamanda bilimsel araştırmalarda da büyük bir rol oynamaktadır. Üniversitelerimizdeki bilimsel faaliyetlerin sonucunda elde edilen nitelikli çıktıların değerlendirilmesi, sürdürülebilirliği, girişimcilik ekosistemindeki start-upların ticarileştirilmesi ve katma değeri yüksek projelerin hayata geçirilmesi için de kritik öneme sahiptir. Akademisyenler olarak, Ar-GE, bilimsel faaliyetler ve eğitim alanlarında sınai hakların önemini ve etkilerini önemsememiz gerekmektedir. Birçok değerli hocamız bilimsel çalışmalarında, yeni buluşlar ve yöntemler keşfetmekte ve yaratıcı tasarımlar geliştirmektedir. Ancak, söz konusu buluşların ticarileşme sürecinde bazı zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Örneğin, patent başvurularında hayati öneme sahip olan “buluşların dünya çapında yeni ve erişilebilir hiçbir mecra tarafından yazılı veya sözlü olarak yayınlanmamış olması” şartını bilmeyen bir akademisyen, buluşlarını makale olarak yayınlayarak patent tescil haklarını kaybedebilmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda daha önceden alınmış patentlerden haberdar olunmaması nedeniyle gereksiz mali kaynak ve zaman israfları olabilmektedir. İşte bunun gibi nedenlerle ürettiğimiz teknolojik ve inovatif değerlerin ucarileşmesi, çalınma ve kopyalanmalara karşı yasal olarak korunması ve ileride olası hak kayıplarını önlemek için, sahip olduğumuz hakları en ince ayrıntısına kadar bilmemiz gerekmektedir. Halihazırda sınai mülkiyet hakları ile ilgili başvurusu olan ve başvurmayı planlayan hocalarımızın faydalanması ve sorularının cevaplanması amacıyla düzenlediğimiz bu eğitimlerin, üniversitemizin ve ülkemizin inovasyon potansiyeline katkı sağlayarak sınai haklar konusunda bilinçlenmeyi desteklemesini hedeflemekteyiz” diye konuştu.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Başalan, “Özellikle bu eğitim için, grubu seçerken patent faydalı model ve marka konusunda maksimum faydayı elde edecek grubu belirlemek için çaba sarf ettik. Üniversitemizde yetmişin üzerindeki lisans programının bölüm başkanlarını davet etmeyi hedefledik ki bugün elde edeceğimiz bilgileri bölümlerinizdeki araştırmacılarımıza aktarabilesiniz. Bir başka hedef kitlemiz son iki yıl içerisinde Üniversitemizin anasayfasında ilan ettiğimiz prestijli dergilerde yayınları çıkan hocalarımızı davet ettik. Bu hocalarımızın çalışmalarının, projelerinin, yayınlarının patente dönüşme ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünerek davet ettik. Üçüncü grup olarak Teknokentimizde şirketlerimiz var. Bugünlerde yetmişin üzerine çıktı şirket sayımız. Normalde ana binamızda elli ofisimiz var ek binayla yetmişin üzerinde şirketimiz oluştu. Bu şirketlerden büyük bir kısmı akademisyen firmalarımızın oluşturduğu şirketler. Bu şirketlerin sahiplerini ve çalışanlarını da davet ettik ki kendilerinin KOSGEB’e verdikleri projelerde patentleri oluşabilsin, markaları oluşabilsin daha sonra ticarileşebilsin istiyoruz. Üniversitemiz, Araştırma Üniversitesi veya Savunma Sanayinde Tematik Üniversite olma yolunda hızla ilerliyor. Akademisyenleri yarı zamanlı araştırmacı ve yarı zamanlı eğitimci sayıyoruz biz. Devlet üniversitelerinde genelde yarı zamanlı araştırmacılar sayılıyoruz. Hayatımızın yarı zamanını araştırmaya ayırmamız gerekiyor aslında daha fazla kısmını ayırıyoruz çünkü akademik yükseltilmelerin en önemli kriteri de zaten araştırmadır; yaptığımız yayınlar, projeler bizim özlük haklarımıza da katkı sağlar ancak bunun bir hedefe ulaşması, bir problem çözmeye yönelmesi, bir yeni buluşa dönüşmesi hepimizin amacı olmalı diye düşünüyorum. Hepimiz yayınlar üretiyoruz, üretilen bilgiyi üniversitede paylaşıyoruz. Bu paylaşımların ne kadar çok kitleye ulaşır ne kadar çok amaca ulaşır, bunu hedeflememiz gerekiyor diye düşünüyorum. Bu sebeple biz de Üniversitemizin verilerini TÜBİTAK’ın girişimcilik yenilikçilik endeksine yüklüyoruz yine Yüksek Öğretim Kurumunun izleme, değerlendirme kriterleri içerisinde sayıyoruz. Yani en fazla patente sahip üniversiteleri veya en fazla markaya sahip Üniversiteleri, YÖK kamuoyuyla paylaşıyor” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Türk Patent ve Marka Kurumu uzmanlarından Cengiz Adanur’un, Patent, Faydalı Model, Ar-GE Destekleri, Tarifname ve süreçleri ile ilgili Sınai Mülkiyet Hakları Eğitimi’ne geçildi. Program, Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Doç. Dr. Tuncay Şimşek’in, Cengiz Adanur’a plaket takdimi ile sona erdi.