1 Kasım seçimlerine sayılı günler kala, sokaklar seçim çalışması yapan siyasi parti araçlarından geçilmiyor.
Her yerde müzik yayınları, afişler, sloganlar, bitmeyen seçim vaatleri, asgari ücret açık artırmaları…
*
Bu hengamenin ortasında merak buyurduğunuz takdirde dehşet verici bir istatistik çalışma dikkatleri çekecektir. www.bianet.org isimli istatistikî veriler toplayan ve oldukça güvenilir sonuçlar ortaya çıkaran bu sitesinin yaptığı araştırmaya göre 2015 Ocak-Ekim ayları içerisinde erkekler 211 kadını öldürdü!
*
Geçtiğimiz Temmuz ayında Kayseri’de kan dondura bir olay yaşanmıştı.
18 yaşındaki bir cani, derme çatma baraka bir hanede 8 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etti.
Bu sadece duyup gördüklerimizden bir kaçı sadece…
Kadınlar hemen her gün cinsel şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor, yaygın medya da bu taciz, tecavüz, şiddet haberlerini sıradan vakalar olarak sayfalarına taşıyor.
Yani artık sıradanlaştı.
*
Farkında mısınız bilmiyorum ama şiddet her geçen gün kanıksanıyor.
Bunun sorumlusu kim yada kimler?
Büyük bir iddia ile bunu söylüyorum.
Tüm bu tecavüz ve şiddet olaylarının sorumlusu; daha 13’ünde tecavüze uğrayan kızlarımıza “kendi rızası vardı”(!) diyerek savunma yapan hukukçularımızdır.
Üstüne birde tecavüze uğrayana ‘tecavüzcüsü ile evlensin’ yapıştırmasını yapan Yüksek Kurulumuz var. (Bu noktada yaşadığımız ülkede, kadınlar dışında, erkek/kız çocukları, eşekler ve su damacanalarının da tecavüze uğradığını hatırlatırım.)
*
Bunun sorumlusu annesinin diz kapağının üstünde tahrik olan hasta ruhları konuşturan sizlersiniz!
Bunun sorumlusu hala kadın üzerinden siyaset yapılmasına, cahiliye döneminden kalma sığ zihniyetle çocuk yetiştirilmesine göz yuman, kızlarına “bir adım geride durmayı” öğreten, kadını erkeğe hizmet için gönderilmiş bir varlık olarak gören, tacize uğradığında dahi “yaftalanma” korkusuyla ağzını açamayan bireyler yetiştiren bizleriz!
Ne mi yapalım?
Hazır seçim propagandaları devam ederken kadını komple yasaklayalım.
Olmaz mı?