Av. Abdullah Pekgöz, sınır içi ve dışında yaşanan olayları değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Av. Pekgöz, “Doğu bölgemizde olan olaylara bakınca insanın aklının karışmaması mümkün değil. Birde üzerine çözüm süreci denilen, milletimizin sadece kelime anlamı olarak bildiği ve ilk duyduğunda hoşuna giden ancak içi bir türlü dolduralamayan yada vatandaşa sen anlamazsın denilen sihirli sözcüğü tam olarak bilen anlatan yok” dedi.
“Çok güzel şeyler olacak” denmişti
Av. Pekgöz kaleme aldığı değerlendirmede yaşanan olaylarla ilgili şu önemli noktaların altını çizdi; “Son günlerde olan bu çirkin olaylar, kalkışma nasıl aklımızı karıştırmasın, bir tarafta hükümet çözüm süreci başlatıyor, diğer tarafta muhatap ülkeyi kaosa sürüklüyor. Bu çözüm süreci başladığında kimse ne olduğunu bilmediği için o tarihte devletin en üstü olan zat, o meşhur gülüşüyle “çok güzel şeyler olacak demişti” çok bilgece ve ketumca. Bizde tanıdığımız arkadaşlara özellikle AKP de yetkili olan arkadaşlara sorduğumuzda, bize çok masumane ve safiyane şekilde “arkadaş sen hiç doğuya gittin mi, halkın sefaletini, işsizliği, çaresizliği gördün mü,yıllar yılı oralar ihmal edilmiş (aslında her yeni hükümet bir doğu paketi açıklamış, büyük teşvikler verilmiş ama bu teşvikler o yörenin girişimcisi tarafından hiç edilmiş), adamlar köylerinden sürülmüş, cahillik diz boyu, dillerini rahat konuşamıyorlar…….vs.vs daha haklı birçok durum tespiti yapılabilir. Kendilerince masumane bir tesbit anladık.
“Öyle olsa fabrikaları yakmazlar”
Ancak yinede anlamadığım şey şu,yukarıda sayılan olumsuzluklar tamam eyvallah, Doğu ile batı arasındaki gelişmişlik farkı en asgariye indirilsin hatta mümkünse eşitlensin ama siz hiç duydunuz mu;HDP milletvekillerinden, eşbaşkanlarından, cani apo dan, kandil sözcülerinden, KCK’lılardan, belediye başkanlarından, kanaat önderlerinden, bilumum sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden, sokağa dökülen yakıp yıkan etek giymiş hainlerden “Doğu geri kalmış” dediklerini. Öyle olsa yatırım yaparlar, öyle olsa okul yakmazlar, öğretmen kaçırmazlar, öyle olsa yolları tahrip etmezler, iş makinalarını yakmaz az da olsa olan fabrikaları yıkmazlar.
“Kürtler toplu şekilde katledilirken neden sustun?”
Sokaklara döküldüklerinde aş isterler, iş isterler, eğitim isterler, fabrika isterler ama bunların hiç biri istenmiyor ve dillendirilmiyor. Varsa yoksa Kobani… Peki bura neden önemli? Güya akrabaları burada yaşıyormuş da ondan sokağa dökülmüşler. İyi anladık niye kendi yaşadığın ülkeni yakıp yıkıyorsun, sonra madem akrabaların, daha önce Irak’ta Saddam kimyasal bombayla beş bin günahsız kürt kardeşini katlettiğinde, Esad Suriye’de kürtleri asimile ederken niye sokaklara çıkıp kürt kardeşlerimiz yok ediliyor demiyordun? Demek ki samimi değilsin Kobane senin için tek anlam ifade ediyor, liderin, İmra’lıda yatan hain bebek katili apo, ülkeden ilk oraya kaçıp oradan Ortadoğuya açıldığı için, yine öldürülen ilk PKK’lı oralı olduğu yani senin için orası “kutsal” olduğu için. Yani ülkemizde de yaptığın eylemler-çözüm süreci Kürdistan için öyle değil mi? Demek ki sevgili ortalama zekaya sahip mütedeyyin kardeşim, tüm bunlar Doğunun geri kalmışlığıyla ilgisi olmayıp çözüm sürecini de arkalarına alarak Büyük Kürdistan. Bilmem anlatabildim mi?”
abdullah bey iyi güzel diyorsunda akp hükümetine şartsıs desteği mhp veriyor ama…..