Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uzun, yaptığı yazılı açıklamada, hastalıkların en önemlisini enfeksiyon hastalıklarının oluşturduğuna dikkat çekerek, halk sağlığı açısından enfeksiyon hastalıklarının önemli bir bölümünün kişiler hastalanmadan önce alınacak koruyucu tedbirlerle kontrol altına alınabileceğini açıkladı.
ENFEKSİYONA KARŞI ALTIN YILLAR
Tedbirlere rağmen kontrol altına alınamayan enfeksiyon hastalıklarında ise yegane seçeneğin antimikrobiyal ilaçlar olduğunu savunan Dr. Uzun, açıklamasında şu bilgilere yer verdi; “Antimikrobiyal ilaçların büyük bir bölümünü ise antibiyotikler oluşturmaktadır. 1930’lu yıllardan önce, insanlar, tifo, veba, TBC, sıtma, kolera gibi enfeksiyonlardan toplu ya da bireysel olarak hayatlarını kaybetmekteydiler. Tıp bu konuda çaresizdi. Ta ki 1928 yılında ilk antibiyotik olan penisilinin ve 1940’lı yıllarda diğer grup antibiyotiklerinin bulunmasına kadar. Bu yıllardan sonra Enfeksiyonlardan korunma ve tedavi yolları açısından altın yıllar başladı.
BAŞARILI ANTİBİYOTİK SÜRECİ
1987 yılına kadar birçok antibiyotik hayatımıza girmiş ve bu güne kadar enfeksiyonlarla mücadele başarılı bir şekilde sürdürülmüştür.1980’li yılların sonunda bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirme sorunu ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (Dsö) ilk kez 1985 yılında “Akıllı İlaç Kullanımı” kavramını tanımlamıştır. Bu tanıma göre akıllı ilaç kullanımı ve kişilerin bireysel ve klinik durumlarına göre uygun ilacı, uygun süre ve dozda, en düşük maliyette, kolay ulaşılabilen şekillerde kullanmak olarak tarif edilmiştir”
ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNU HALİNA GELDİ
Dr. Uzun, antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması sonucunda oluşan antimikrobiyal direnç, kullanılan antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti; “Bu durum yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturur. Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, gerek hastalığın ve ölüm oranlarının artmasıyla gerekse hastanede geçirilen sürenin uzamasına ve insanlardaki normal bakteriyel florayı değiştirerek ishal gibi yan etkilerin görülmesine sebep olabilmektedir.
CRE BAKTERİSİ ÖLDÜRÜYOR
Enfeksiyon hastalılarında kullanılacak olan antibiyotik seçiminde, doğru tanı, doğru antibiyotik, en uygun yol, etkin doz, optimum aralıklar ve uygun süre temel ilke olarak benimsenmelidir. Sıkça yapılan yanlış uygulamalar arasında etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması ve kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotiğin kullanılması yer almaktadır. Son zamanlarda Dsö, halk sağlığı sorunlarının en önemlisi olarak antibiyotiklere olan direnci göstermektedir. 2001 yılında Amerika’da sadece 1 eyalette görülen ve tüm antibiyotiklere dirençli olan CRE adındaki bakteri 2012 yılında tam 42 eyalette ve hastanelerde görülmeye başladı. Bu enfeksiyona yakalananların yüzde 50’si hayatlarını kaybetmektedir” Tüm dünyayı tehdit eden Antibiyotik direncinin akılcı ilaç kullanımı olmadığı sürece tüm insanlığı tehdit edecek boyutlara ulaşacağını dile getiren Dr. Uzun, Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda, reçetelerde antibiyotiğin bulunma oranının yüzde15’i geçmemesi gerektiğinin önerildiğini sözlerine ekledi.