GAMBAK
RÜZGARIN NASIL ESTİĞİ FARK ETMEZ. FARKI YARATAN YELKENLERİNİZİ NASIL AÇTIĞINIZDIR
V. PEİFFER
Demokratik toplumlarda seçilmişler, atanmışlardan öndedir.
Çünkü halk seçilmişleri seçer, onlar da atanmışları atar.
Seçilmişlerin kendi dönemlerinde görev yapan atanmışları atamış olmaları gerekmez.
Ama teorik olarak yetki halk adına onlardadır.
Atanmışların kendilerini seçen seçilmişlerden önde olmasına demokrasilerde olanak yoktur. Demokrasilerde sıralama şöyledir: Halk, seçilmişler, atanmışlar.
Bazı konularla ilgili olarak atanmışlar seçilmişlerin önüne geçebilir.
Burada da sınır görev ve sorumluluklar dahilinde Demokratik anlayışıdır.
Yani Demokratik temayüller çerçevesinde seçilmişler seçenlere, atanmışlar atayanlara tabi olmalıdır.
Fakat ülkemizde ve Kırıkkale’de bu anlayış bir türlü yerleşmedi.
Halk adına yetkiyi alan seçilmişler seçenleri unutuyor, seçilmişler tarafından atananlar ise demokratik temayüller dışında bir tavır sergileyebiliyor.
Seçilmiş biri makamın verdiği hırsa yenik düşüyor.
Seçenler ile arasında büyük bir duvar örüyor.
Atanmışlar ise hem seçenler hem de seçilenlerden kopuyor.
Bugüne kadar hep böyle olmadı mı?
Geçmişten günümüzü şehrin yönetimini üstlenen atanmışlar ile seçilmişlere bir bakınız.
Yaşananları göz önüne getiriniz.
Seçilmişler oturdukları makamı veren seçenlere her zaman kapılarını kapatmıştır.
Saatlerce kapılarda bekletilmiş, gerekirse arka kapıdan çıkıp gitmişlerdir.
Seçenlerin atanmışlara ulaşmak neredeyse imkansız hal almıştır günümüzde.
Şimdi merak ediyorsunuzdur eminim bu yazının nereye gittiğini, ne anlatmak istediğini.
İzah edeyim o halde.
Geçenlerde gazetelerde okudunuz.
Yeni seçilmiş Belediye Başkanı “Halk günü” yapacakmış.
Bu şu demek.
Seçilmiş Başkanın belirlediği bir günde seçenler ile hasbi-al edecek.
Kapılarını açacak seçenlerin dertlerini ve isteklerini dinleyecek.
Bir anlamda yetki aldığı seçenler ile aradaki duvarı bir günde olsa kaldıracak.
Sohbet edecek, ikramda bulunacak, belki de kendisine ulaşmayan önemli bir konuyu öğrenip bilgilenecek.
Bu uygulama önemli bir açılımdır bence.
Seçilmişler ile seçenler arasında kurulan bağın selametidir aynı zamanda.
Bir siyasetçi olarak ortaya konulan Demokrat tavırdır.
Kibirden uzak mütevazi ve alçakgönüllülüktür.
Güvenip yetki veren seçenleri unutmayacağının da sinyalini vermektir.
En ötesi de, siyasi geleceği için yol açmaktır.
Netice itibarıyla “Halk günü” yerinde yapılan sosyal, Demokratik bir hamledir.
