Keskin Ceza Evinde tutukluluk hali devam eden Alaattin Çakıcı, bazı basın yayın organlarında çıkan kaçırma haberlere cevap verdi. Çok sert ifadelerin bulunduğu açıklamada Çakıcı, Melih Gökçek’e sert tepki gösterdi. Kendisi ve yol arkadaşlarının hiçbirinin Polis, Asker, Jandarma başta olmak üzere hiçbir devlet kademesine yanlış yapmayacağını söyleyen Çakıcı, özellikle ve tamamen birilerince ısmarlama olarak yapılan bu haberlerin kendini derinden üzdüğünü söyledi.
Avukatları aracılığı ile gazetemize açıklamada bulunan Çakıcı “Gazete ve internet sitelerine Alaattin Çakıcı arkadaşları tarafından kaçırılacak gibi çeşitli haberi yansıtan Melih Gökçek denen belediye başkanına şunu soruyorum. ‘Şu andan itibaren oğlu ve kendini devlet koruyabilir biliyorum. Ankara’da kime güveniyorsa güvensin Kabadayı mıdır, bitirim midir? Kimse kimseyi koruyamaz. Yıllarca Ankara’yı sömürdüler FETÖ’cülere ihale verdiler. Beni kendi gibi Amerikan uşağımı zannetmesin” dedi.
KENDİ EL YAZILARI İLE BELLİ
Konu hakkında sert bir üslup ile açıklamalarda bulunan Çakıcı’nın avukatlar aracılığı ile yaptığı basın açıklamasını aynen yayınlıyoruz “Ankara’da 9 tane değişik zamanlarda tanıdığım kişileri yapılan operasyon neticesinde yakalanan bu kişileri bazı basın organları bilerek Alaattin Çakıcı’yı arkadaşları sevk sırasında kaçıracaklardı diye haberler yaydı ben ve benim hiçbir arkadaşım devletin Polis ve Askerine hiçbir zaman yanlış yapmaz. Devletin Polis ve Askerine her zaman saygılıyız, tabi devlete bağlı olanlara. Tedavim tamamlanmadan hastane baskı ile, göndermiş olduğu evrakta da belli olduğu üzere ameliyatlı olmama rağmen, ayrıca KOAH tedavisi olmama rağmen ve vücudumun beş ayrı bölümünden haftada iki gün bir saat yirmi dakika fizik tedavisi almamla ilgili aynı ünitede yatırıldım. KOAH ile ilgili beni yatıran doktor hanımın imzası, fizyo terapistin kendi el yazısı ile 30 seans fizik tedavisi görecek imzası, başhekimin imzası, acil doktorunun imzası raporlarda bellidir”
BANA İMZAMI GÖSTERİN
“Daha evvelden yazdığım gibi bu iş devletin içinde kalmış, FETÖ’cülerin mi işi yoksa Cumhurbaşkanının haberi olmadan kraldan çok kralcı yetkili bir bürokratın emriyle mi oldu. Bu emir ile yasal olmayan bir şekilde beni taburcu etmek istedikleri zaman sevkimi yapan tüm subay ve astsubaylar şahittir. Yolculuğum esnasında seyahatimle ilgili yolculuk yapabilir miyim yapamaz mıyım diye talepte bulundum. Avukatımda bu konuya şahittir. Bana doktorlar seyahat edebilirsin can güvenliği ile sıhhati açısından sorunu yok diye bir kağıt gösterdiler. Bende, “Nerede bana sorulduğuna dair imzamı gösterin dedim.” Bugün ki tarih ile hastanenin naklime ilişkim evrakta aynen şu ifadeler geçmektedir. “Hasta 12.05.2017 tarihinde hastanemize yatmış, takip eden klinik tarafından tedavi düzenlenmiştir. Takip eden uzmanlık bölümünün uzmanlık alanı ile ilgili tıbbi bilgi ve gerekçe ile epikrizi düzenlenerek 06,06.2017 tarihinde hastaneden taburcu edilmiştir. Hastanın yatışı sürecinde herhangi bir taburculuk talebi resmi ve sözlü olmamıştır. Hastanın başka bir ile nakli ile ilgili hastanemizin konuya herhangi bir dahli ve yetkisi yoktur”
DEVLETİMİZE YANLIŞ YAPMAYIZ
“Bu kadar rahatsızlıklarıma rağmen rahatsızlıklarım belge ile ortada olmasına rağmen tedavisi devam eden hasta taburcu edilemez. Edilse bile hastaneden tekrar muayene olup, sakıncası vardır yahut yoktur diye rapor vermeleri gerekmektedir. Bu rapor olmadan beni direk hastaneden Keskin T Tipi Cezaevine görevli jandarmalar getirdi. Bolu F tipine asla geri gitmedim. Cezaevinin önünde eşyalarım arabaya konuldu. Yolculuğum ile ilgili doktor muayenesi hiçbir yerde yapılmadı. Hastaneden sonra Bolu F Tipi cezaevinden içeri asla girmedim. Yeni cezaevine, Keskin’e geldikten sonra basında bir yazı çıktı. Ankara’da 9 tane değişik zamanlarda tanıdığım kişileri yapılan operasyon neticesinde yakalanan bu kişileri bazı basın organları bilerek Alaattin Çakıcı’yı arkadaşları sevk sırasında kaçıracaklardı diye haberler yaydı ben ve benim hiçbir arkadaşım devletin Polis ve Askerine hiçbir zaman yanlış yapmaz. Devletin Polis ve Askerine her zaman saygılıyız, tabi devlete bağlı olanlara. Ankara’da alınan şahıslar Ankara’ya bir iftar yemeğine davet edilmiş, hasım sahibi insanlar olduklarından silahlarıyla birlikte yakalanmışlardır. Bu şahısların emniyetteki ifadelerinde soru sormuşlar, “Osman Gökçek’e suikastemi geldiniz” ve benimle bağlantı kurmak istemişlerdir. Ben Osman Gökçek’i tanımam. Babası Melih Gökçek’ i sevmem. Gazeteye Alaattin Çakıcı arkadaşları tarafından kaçırılacak haberini yansıtan Melih Gökçek denen belediye başkanına şunu soruyorum”
KENDİNİ GÜVENE AL!
“Şu andan itibaren oğlu ve kendini devlet koruyabilir biliyorum Ankara’da kime güveniyorsa güvensin Kabadayı mıdır, bitirim midir? Kimse kimseyi koruyamaz yıllarca Ankara’yı sömürdüler FETÖ’cülere ihale verdiler. O benim sorunum değil, devletin sorunudur ama beni kendi gibi Amerikan uşağımı zannediyor. Ömrümce şerefli TSK mensuplarına saygı duydum onurlu Türk Polisine yaşamım boyunca hep saygılı oldum. Alaattin Çakıcı’nın arkadaşlarının nakil sırasında kaçıracak diye yansıtan Melih Gökçek, Vatan hainleri jandarmaya Polise saldırı yapar, ya çatışmaya girmek için yada mahkumu kaçırmak için. Unutma, artık her türlü ister kendini güvene al ister alma oğlunla birlikte ben hayatım boyunca kimseye kahpelik yapmadım, önceden haber veririm, kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Emniyetteki şahısların resmi ifadelerini ve hastane raporlarımla birlikte sizlerin takdirine sunuyorum. Savcılıkta araştırılsın bütün şüphelilere aynı soru soruluyor” dedi.