Sözde sade vatandaş;
Miting alanının en önünde tartışmaya durdu şehrine gelmiş genel başkan ile…
Hayat pahalılığından,
Terörden,
İşsizlikten sorumlu tuttu onu, yetkisi ve yönetim katında hiçbir gücü olmadığını bildiği halde.
Kitleye hitap etmesi gerekiyordu aslında o meydanda genel başkanın…
Bir demedi,
Birey demedi,
Şapkalı-köylü demedi,
İzah etmeye çalıştı memleketin üstüne çöken karabasanı (Anlaşıldı ki o zevat sade vatandaş değil, iktidar partisinin il yönetim kurulu üyesiymiş, yani tamamen politize olmuş kişilik!..)
Babasını tanımayan biri tutuldu, yada kiralandı, veya her neyse!.. (henüz net bir şekilde aydınlatılmadı!)
Sırtı sıvazlandı, “yürü koçum kim tutar seni” dendi,
En korunaklı yerde hiç beklemediği anda yumruk attırıldı!..
Devlet adamı ciddiyetinden uzak devlet ve belediye katında olan birileri çıktı, kendilerine yakıştığı gibi dalgasını geçti onun yediği yumrukla. .
Affetti yediği yumruğun sahibini önce anasının, sonra anasının göz yaşının hatırına.
Birileri tarafından cesaretlendirilmiş başka bir baba zengini! Çıktı piyasaya…
Cami avlusunda,
Üstelik iki dakika önce öpüştüğü, tokalaştığı başbakanın ve korumalarının yanından ayrılarak ayakları dibine mermi kovanı bıraktı genel başkanın, hem de cami avlusunda, hem de şehit cenazesinde.
Ben bu vatanın sade, sıradan evladıyım dedi.
Canımdan, cananımdan,
Can güvenliğimden,
Varlığımdan devlet sorumludur…
İşte adam,
İşte mermi!..
Kimse, kimlerse bu serden geçtiler, gerekli cezayı versin devlet baba dedi, yetkililere havale etti.
Şu an oldu tık yok devlet babadan!..
Seyrederken Türk’üm, milliyetçiyim, vatanperver, müslüman’ım, en önemlisi insanım diyen herkesin utandığı, ben dahil bir çoğunun ağız dolusu laf ettiği sözüm ona bir şehit abisi, cemaat saf tutmuşken yanı başında gördüğü insandan elektrik çarpmışçasına uzaklaşıyor, aynı günün akşamı, kardeşinin toprağına dökülen suyun zerresi sapıtmaya ulaşmamışken televizyon televizyon gezerek yaptığı çirkin harekete mazeretler üretmeye çalışıyor… üstelik şehit olmuş kardeşinin sırtından kendi reklamını yaparak!..
O, “Şehit abisidir… üzüntülü, ne yaptığını bilmez haldedir. Yapılanı çok görmeye hakkım yok, acısına her türlü ortak olmalıyım dolayısı ile ben bana yapılmış bir hareket-hakaret görmedim!” dedi.
Ve
Artvin Şavşat’dan gelirken pusuya düşürülerek öldürülmek istendi genel başkan…
Yiğit Mehmed’imizin keskin gözleri,
Kararlı savunması ile başına ve başımıza gelebilecek felaket önlendi ve bu uğurda bir canımız gitti.
Ve
O, 80 milyonun karşısında çıkarak, “Allah o acıyı keşke benim aileme yaşatsaydı, ben ölseydim de Mehmed’imize bir şey olmasaydı” dedi.
Kimi o adam, o genel başkan?
KEMAL KILIÇDAROĞLU…
Kiziroğlu değil, bir beyin oğlu da değil!..
Ama
Adam gibi adam, devlet adamı…
0