Şehit babası Mehmet Gençer, “Serhat benim ilk göz ağrımdı. Her geçen gün onu çok özlüyorum. Bizim kavuşmamız mahşere kaldı” dedi.
BU ATEŞ, YÜREĞİMİZİ YAKIYOR
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Amfibi Astsubay olarak görev yapan, Mehmet-Nebahat Gençer çiftinin ilk çocukları olan Serhat Gençer, görevli olarak gittiği Şırnak Maden Karakolu’nda henüz 21 yaşındayken 8 Ocak 1994 tarihinde Miraç Kandili gecesi şehit düştü. Gençer’in ailesi, aradan geçen onca yıla karşın evlat acısını yüreklerinde ilk gün ki gibi hissediyor. Vatan ve millet uğruna evlat kaybetmenin bir gurur ve onur verici durum olduğunu söyleyen baba Gençer, “Fakat bu ateş her geçen gün yüreğimizi yakıyor. Rahmetli annesi, kınalı kuzum diye sevdiği Serhat’ı özleyerek bu dünyadan göçtü gitti” dedi.
EVLAT ACISI GERÇEKTEN ÇOK FARKLI
“Serhat şehit düştüğünde Miraç Kandili gecesiydi. Rahmetli dedesini rüyasında görüyor ve şehit düşeceğini yazıyor. Karakola yapılan baskında tam 2 buçuk saat çarpışmışlar. Yaklaşık 650 teröristin karakola, 200 teröristin ise mevziideki bu baskına karıştığı söylenen bilgiler arasında. Toplamda 11 tane mevzi varmış, Tugay Komutanlığı’ndan telsizle yardım istemişler. Ateş altında sürünerek mevzi değiştirmiş ve arkadaşlarına cephane getirmiş. Çatışma esnasında mevziinin içerisine roket düşmüş. Şehit düştüğü gün sabah namazına kalktık, sonrasında saat sabah 08.00 civarıydı. Askeri araç geldiğini gördük ve zil çalınca ben Serhat’ın şehit düştüğünü anladım. Ben o an yere yığılmışım. Allah kimseye o acıyı tattırmasın. Evlat acısı gerçekten çok ama çok zor. Kırıkkale’nin 41’inci şehididir yavrum. O kadar çok şey yaşadık ki yani cenabı Allah kimseye yaşatmasın zorluklar yaşadık. O duyguları anlatabilmek mümkün değil, evladın sevgisi çok farklıdır.”
ÇOK UYUMLU, SEVGİ DOLU ÇOCUKTU
“Çok güzel bir çocukluk geçirdi, problemsiz bir insandı. Herkesle çok uyumluydu, sevgi doluydu ve bizim ilk çocuğumuzdu rahmetli. Benim annem babam benim yanımda vefat ettiler. Beraber yaşadık annem rahmetli torunu Serhat’ı hiçbir zaman kucağından düşürmedi. Serhat öyle bir sevgiyle büyüdü ki annem, babam, rahmetli eşim gerçekten çok sevgi gösteriyordu. Kendisi sevgi dolu bir insandı, kavgayı sevmezdi. Ama vatan ve millet uğruna verilen çok büyük bir kavgada şehit düştü. Vatanını, milletini seven bir insandı. Oğlum göreve gittikten 18 gün sonra şehit düştü.”