Günlerden Pazar,
Aylardan haziran,
Yıl 2015,
Ve
Saat 17-15…
Açılan sandıklardan oy tasnifi ağır ağır düşmeye başladı televizyon ekranlarına.
Hile olacak mı olmayacak mı,
Olduysa hile yapanlar,
Yapanları yakalayanlar,
Kavgalar,
Gürültüler,
Yasak olmasına rağmen içenler,
İçip ortalığı dağıtanlar tekmili birden oy tasnif haberleri ile kamuoyuna duyurulmaya başlanmıştı.
Ve sayın bahçeli çıktı ekranlara az sonra.
Erken seçim isteriz!!!
Bunun anlamı şuydu!
Kesin olmamakla birlikte anahtar benim kardeşim, ya benim dediğimi yaparsınız, yada bir dakika oturtmaz sizi yeniden sandığın başına dikerim. Mealen daha çok şeyler söylenebilir ancak şahsen benim, o saniyeden sonra ne haber dinlemeye nede etrafla birlikte dinlediğimiz haber üzerine kritik yapmaya mecalim kalmamıştı.
O günden sonra ki gelişmeler hepinizin, hepimizin malumu, köprünün altından çok sular aktı.
Sinan Oğan yine aday gösterilmedi,
Meral Akşener minder dışına itildi,
İhsan özkes kendi ayağına kurşun sıktı,
Ve
Başta Kırıkkale’de adaylar değişti.
Ramazan Can, seçildiği günden beri sevdiğim bir kardeşim ve birinci sırada. (herkes her şeyi söylemekte serbest hakkında ama ben, benim ricalarım ve anlatımlarımla birlikte bir tek kazanımından bahsedeyim, “Kırıkkale güzel sanatlar fakültesi!..” sadece müzik bölümüne bu yıl yaklaşık 500 kişi müracaat etmiş, imtihan boyunca üç gün memketimiz de konaklamışlardır.)
Ve üçüncü sırada Mehmet Demir… (İkinci sırada ki arkadaşla tanışmışlığım yok lakin, geçen seçimde de hakkında en ufak şaibe üreten kimseye rastlamamıştım.
Mehmet demir,
Sayılan sevilen doğduğu günden beri memleket havası soluyan bir arkadaşımız, kardeşimiz.
Ve en önem özelliği, üzerine aldığı görevi elinden gelenin çok üstünde öz veri ile yerine getirme arzusunun oluşu.
Yani demem oki,
Bu seçim, üzerinden üç ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 7 haziran seçimi gibi olmayacak.
Seyit Ahmet Göçer belki yine seçilir!
Bildiğim, bu sefer eline lanet okuyan CHP’lilerin oyunu rahat rahat alamayacak…
