AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can HDP grubunun Mardin ve Kızıltepe İlçesi’nde kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı ile ilgili düzenlenen elektrik borçları konusundaki önerge hakkında konuştu. Can, “Elektrik kullanılıyorsa bunun bedeli ödenmelidir. Bunun bedeli diğer vatandaşlardan da çıkartılmamalıdır” dedi.
HDP’nin önerisi
“28 Mayıs 2014 tarihinde, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve arkadaşları tarafından verilen (188 sıra no.lu), “Mardin İlinin Derik ve Kızıltepe ilçelerinde Dicle Edaş şirketi tarafından Tarım Bakanlığı sistemine kayıtlı Çiftçi Kayıt Sistemi kaydında tarımsal faaliyetlerini sulu olarak bildiren bölge çiftçilerine kuyu aboneliği olmamasına rağmen kaçak/usulsüz elektrik kullanımı ile ilgili düzenlenen elektrik borçlarının” tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 04/06/2014 Çarşamba günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir”
Öneri hakkında konuştu
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can şunları söyledi; HDP grup önerisi, Mardin ilinin Derik ve Kızıltepe ilçelerinde, Dicle EDAŞ şirketi tarafından Tarım Bakanlığı sistemi yani ÇKS’ye kayıtlı tarımsal faaliyetini sulu olarak bildiren bölge çiftçilerine, herhangi bir kuyu aboneliği olmamasına rağmen kaçak, usulsüz elektrik kullanımıyla ilgili düzenlenen borçların araştırılması ve çiftçilerin mağduriyetinin giderilmesi noktasında bir öneri.
Borcunu kapat desteklemeni al
Şimdi, eğer gerçekten abone değilse… Bu Bakanlar Kurulu kararının uygulaması noktasındaki tebliğe göre abonelik kavramı belirlenmiştir; abonelik kavramını -burada, madde 3’te aynen okuyorum- “Tarımsal sulamada elektrik kullanan, şirketle abonelik sözleşmesi olan çiftçi veya tüzel kişilik” olarak değerlendirmektedir. Bu noktada, grup önerisinin verilmesinden dolayı da HDP’ye teşekkür ediyorum. Gerçekten, burada, abone olmadığı hâlde yani şirketle bir elektrik tüketim sözleşmesi imzalamadığı hâlde -Bakanlar Kurulu tebliğinde de abonelik kavramı belirlendiğine göre- burada elektrik borcu olan kişiye “Şirkete bu borcu kapat, sonra gel destekleme primini al.” demek doğru değil bu tebliğe göre. Bu önergede belirtilen maddi gerçek doğruysa, burada hukuki bir sıkıntı var.
Abone olmak gerekiyor
Bakanlar Kurulunun çıkarmış olduğu tebliğdeki “abonelik” kavramı uymadığından dolayı burada çiftçilere böyle bir yaptırım getirilemez fakat bir kuyu vurulurken abone olmak gerekiyor Tarım Bakanlığı anlamında, DSİ anlamında. Eğer burada bir abonelik yok ise diğer taraftan elektrik tüketimi var, bir abonelik sözleşmesi yapılmadı ise burada kullanılan elektrik de kaçak ise kaçak tüketim var ise bununla ilgili yaptırım Türk Ceza Kanunu’nda belirlenmiştir. Burada bir cürüm vardır, bu cürüm takip edilmelidir. Bu ayrı meyanda değerlendirilmeli ama grup önerisinde, gerçekten abone olmadığı hâlde bu tebliğnameye göre “Git borcunu öde kardeşim, gel ondan sonra desteklemeni al.” demek doğru değildir hukuken fakat şu da doğru değildir: “Elektriği kullan, bedelini ödeme.” Herkes tükettiği enerjinin bedelini ödemek zorundadır.
Yaptırım getiriyor
Burada tebliğnamenin çıkarılmasındaki maksat ise elektrik abonesi olması anlamında bir zorlama, diğer taraftan, abone olduğu hâlde elektrik borcunu ödemiyorsa bunu devam ettirmemesi açısından da bir yaptırım getiriyor. Bu yaptırım nedir? ÇKS kapsamında bir sözleşmesi varsa, kayıtlı sistemde gözüküyorsa, aynı zamanda elektrik şirketiyle de sözleşmesi varsa, diyoruz ki buna “Kardeşim, git elektrik borcunu kapat, gel desteklemeni al.” Burada hukuken bir sıkıntı yok ama tebliğnamede “abonelik” kavramı geliştirildiğinden dolayı bu tebliğnamenin uygulanmasında bir problem varsa ben bu konuyu ilgili bakanlarıma takdim edeceğim.
Destekleme ödemesi yapılmayacak
Burada gerçekten grup önerisinde de değinildiği üzere, 2014 tarih 6052 sayılı Bakanlar Kurulu kararının uygulandığı, bu nedenle mağduriyetlerin yaşandığı ifade edilmekte. Her şeyden önce, ilgili Bakanlar Kurulu kararına göre… Yani (2014/9) sayılı Tarımsal Sulamaya İlişkin Elektrik Borcu Bulunan Çiftçilere Bu Borçları Ödenene Kadar 2014 Yılında Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılmayacağına Dair Bakanlar Kurulu Kararı Uygulama Tebliği çıkarılmıştır. Demin de arz ettiğim üzere, 28936 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bu tebliğe göre –amaç, madde 1- sulamada kullandığı elektrik borcunu ödemeyen çiftçilere bu borcu kapatıncaya dek destekleme ödemesi yapılmayacaktır. Bu bir yaptırımdır.
Bakanlar Kurulu kararı var
Dayanağını nereden almaktadır bu yaptırım? Dayanağını ise bu yaptırım 4/3/2014 tarih 2014/6052 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’ndan almaktadır. Yani, bu tebliğinin hukuki bir dayanağı vardır, bu dayanak da Bakanlar Kurulu kararıdır. Çiftçilere destekleme ödemesinin yapılmayacağına dair hukuki dayanak -demin de söylediğim üzere- abonelik sözleşmesinden kaynaklanan bir sıkıntıysa bu sıkıntının da giderilmesi gerekir; bu noktada grup önerisine de katıldığımı söylüyorum.
Yetkili şirketle sözleşme yapılması gerekiyor
Yine, tebliğin 3’üncü maddesine göre, ilgili çiftçinin abone olması lazım, ancak çiftçi ve tüzel kişi olarak tanımlanan bu abonenin aynı zamanda da EDAŞ şirketiyle de bir sözleşme yapması gerekiyor, bu sözleşmeyi yaptıysa bu tebliğnameyle muhatap olacaktır. Ancak, bu sözleşmeyi yapmamış, kuyudan su çekiyor, kuyunun da ruhsatı yok, burada bir kaçak elektrik var, kaçak kuyu var; bununla ilgili yaptırım ise -demin de söylediğim üzere- bir cürüm vardır, bu cürmün de Ceza Kanunu anlamında yaptırımı vardır. Bizim buradaki, bu tebliğnamedeki maksadımız kuyular için aboneliği olmayanları elektrik şirketiyle ilgili sözleşmeye zorlamak. Şimdi, burada elektrik tüketimiyle ilgili bazı bilgiler vereceğim ki sebep, bu tebliğname niye çıkarılmış, ona da değinmek istiyorum. Dicle Elektrik AŞ 2012 yılında 242 milyar kilovatsaat elektrik üretmiş ve bunu o bölge tüketmiş. Abone başına böldüğümüzde kişi başı elektrik tüketimi 1.237 kilovatsaat, Türkiye ortalaması ise kişi başı 468 kilovatsaat, neredeyse 3 katı bir tüketim var.
Bedeli diğer vatandaşlar ödememeli
Yine, değerli arkadaşlar, burada elektrik kullanımıyla ilgili örnekler vermeye devam edeceğim. Yine çarpıcı bir örnek var: Bu bölgede 297 kilovatsaat kişi başı tahakkuk var; tüketim, meskenler de bile sulu değil. Türkiye ortalaması 131 kilovatsaatken bölgede 418 kilovatsaat yani 3 katı. Türkiye ortalaması mesken abonesi başına 43 TL tüketim varken Dicle bölgesinde bu oran 138 TL. Bu tablo her şeyi ortaya koymakta. Diğer yandan tahsilatlarla ilgili örnek vermek istiyorum: Türkiye ortalaması kişi başı 43 TL elektrik tahakkuk ederken 42 TL tahsilat yapılıyor, Dicle bölgesinde ise bu rakam 15 TL. Bu bölgede, meskenlerde tüketilen elektriğin ancak yüzde 10’u tahsil edilmektedir. Arkadaşlar, yani, ne özel şirket ne de devlet hiçbir kimse bu işin altından kalkamaz. Netice itibarıyla, elektrik kullanılıyorsa bunun bedeli ödenmelidir. Bunun bedeli diğer vatandaşlardan da çıkartılmamalıdır.
Bunu engellemeliyiz
Yine, burada, bir örnek vermek istiyorum: Dicle bünyesinde toplam 26.200 tarımsal sulama abonesi mevcut. Bu abonelerin 23.819 kadarı, yani yüzde 91’i Dicleye borçlu. Toplam alacak miktarı 1,37 milyar TL, dikkatinizi çekiyorum, gecikme bedeli hariç. Devir sonrasında tarımsal sulama abonelerinden yapılan tahsilat 28,3 milyon TL, yani yüzde 2 seviyesinde. Dolayısıyla da, burada kaçak yoğun bir şekilde uygulanmakta. Artık meşru bir yol olmuştur, bunu da engellememiz gerektiğine inanıyorum.
Hakkari’de yüzde 70 kaçak var
Diğer bir konu da, elektrik kesintileriyle ilgili. Elektrik kesintilerinin niye olduğu noktasında ise, burada şöyle örnekler vermek istiyorum arkadaşlar: Bir bölgede normal ölçekte abone sayısı belirleniyor ve oraya abone sayısına göre trafo konuyor. Fakat kaçak olduğu için, bedel ödenmediği için abone sayısının 3-4 misli orada bir harcama, bir tüketim oluyor. Dolayısıyla, orada trafonun o enerjiyi kaldırması mümkün olmuyor ve patlıyor, arızalar meydana geliyor. Özellikle, TEİAŞ’ın verilerine göre, Hakkâri bölgesinde yüzde 70 oranında kayıp ve kaçak var. Kesinti oranını baktığımızda da, Hakkâri 1’inci sırada gelmekte. Bunun nedeni, kaçak elektrikle 4 bin kilovatlık bir elektrik tüketimi olduğu zaman trafolar patlıyor, hatlar çekmiyor. Bundan dolayı da sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor. Bunları aşabilmenin yolu özelleştirmeden geçer. Özelleştirme yapıldığı zaman bunlar daha dikkatli yapılacak ve şirket yatırım yapacak ama bedelini de tahsil etmeye devam edecek. Netice itibarıyla, elektrik tüketiliyorsa bu bir bedeldir, bu bedelin karşılığı ödenmelidir, aksi takdirde başka sıkıntılara neden olur. Yine, özellikle, abonelik sözleşmesi olmadığı hâlde Bakanlar Kurulu tebliğnamesi uygulanıyorsa grup önerisine aynen katılıyorum; bu doğru değildir, bunun farklı yaptırımları olmalıdır diye düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum”