Daha önce dillendirmesem,
Aşağıda yazdıklarımı “hak” görmezdim kendimde.
Seyit Ahmet Göçer milletvekili seçilemeyecek,
Ve
Kimse onu ve ekibini bu konuda suçlayamayacak,
Yada
Alınan sonuçtan MHP adına en az sorumlu o olacak demiştim.
Kangrene dönmüş ve her seçim öncesin de nükseden hastalığından dolayı CHP vekil çıkaramazdı zaten memlekette,
MHP’de hiç çıkaramaz!.. demiştim seçim öncesi.
Ak parti Mehmet Demir’i listeye aldığını açıkladıktan sonra iyice emin olmuştum artık kendimden!..
Neden?
“Mahkeme kadı’ya mülk değil!..” misali,
Devlette,
Hiçbir makam,
Hiçbir mevki,
Hiçbir koltuk kimsenin babasından kalmadı,
Kalsa da, ebediyen sahiplen(e)medi. (En azından biz öyle biliyoruz!..)
Yasalar, kanunlar, temayüller birlikte yaşamın kurallarının sınırıdır. 13 sene de taşan sınırları tekrar eski yerine oturtmadan yeni bir yarışa teşebbüs edilemezdi,
Ederseniz,
Alacağınız sonuç bundan farklı olmazdı, olmadı da…
Aklın yolu bir,
İlk okul bebesine sorsanız da,
Azrail’i bekleyen yaşlı dedeye sorsanız da alacağınız cevap budur.
Fakat,
Her ne hikmetse birkaç üniversite bitirmiş koca koca danışmanlar vatandaş gibi düşünmedi hiçbir zaman. Sayın Bahçeli’ye akıl verdiler vatandaşın aksine, (ki sayına bahçeli danıştıysa şayet!)
Ama hep vatandaşın dediği noktaya geldiler sonunda.
Makam, sayın Bahçeliye babasından kalmadı,
7 haziran da kendisine verilen fırsatı da iyi değerlendirmedi,
Vaatlerini gerçekleştirecek oluşumun içine girmedi mesela…
Tıpkı Ecevit hükümetinde aldığı ekonomik tedbirlerin sonucunu görmeden erken seçim istediği gibi bu seferde 7 haziran seçim sonuçları kesinleşmeden, en azından vaatlerin bir bölümünü gerçekleştirmeden, erken seçim isterim dedi, tutturdu;
Ve kaybetti!..
Destan yazabilirim bu konuda.
Taa! Sayın Gül’ün cumhurbaşkanlığı seçiminden tutun da, dört artı dört eğitim sisteminden, meclis başkanlığı seçiminden, terörle mücadele oylamasına kadar!…
O kadar çok hata yaptı ki;
Seçmen de bıktı artık Sayın Bahçelinin hatalarına göz yummaktan.
Çok insan biliyorum,
Bir önceki seçimde mhp’ye oy vermiş ama bu sefer günahımı vermem diyen!..
Suçlu aramıyorum şahsıma bu konuda…
Hakkımda yok diye düşünüyorum!..
Ama
Kendini vatandaşa anlatamamakla suçlayanlar varsa da yöneticilerden,
Kimse suçlansın istemiyorum.
Kaybedilen maçların faturası teknik direktöre kesiliyorsa şayet, kaybedilen seçimlerin faturası da genel başkanlara çıkarılmalıdır,
Çıkacaktır da!..
Mahkeme kadı’ya mülk değilse şayet, bedel ödenmelidir.
Yoksa,
Yanın da birkaç fanatikle dımdızlak kalıverir insan orta yerde.