Eğer ki ‘Bütün suçlar işleniyor biz sessiz kalalım nasıl olsa devletimiz PKK’nin belini kırıyor bunları da görmezden gelelim’ diyorsanız -ki Başbakan bunu söylüyor- buradan Başbakan’a çağrı yapıyorum. 15 gün sonra ya da bir ay sonra. Biz sana bir ay süre verelim. Bir ay sonra PKK’nin belini kıramazsan, PKK daha da güçlenirse istifa edecek misiniz? ‘Biz büyük bir hata yaptık, bu kadar suç işledik’ deyip toplumdan özür dileyecek misiniz? Çünkü bütün olup bitenleri ‘terörü bitiyoruz’ vaadiyle yapıyor. Yarın bir gün bunun hesabı sorulmayacaksa bu insanlar neden ölüyor? 15 gün değil 1 ay sonra bu savaş bitmemişse ‘Özür dileyip yanlış yaptık, ülkemizi felakete sürükledik’ deyip istifa edecek misin?
Bu açıklama 11 Şubat 2016 günü HDP eşgenelbaşkanı Selahattin Demirtaş tarafından yapıldı.
Bu açıklama ‘işte baş hain benim, gözünüzün önündeyim’ demiyor mu?
Amerika’yı yeniden keşfe kalkmanın bir anlamı var mı?
Adam düpedüz hain, bölücü örgüt Pkk ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanını fütursuzca kıyaslıyor, buna cesaret ediyor.
Hani yetkili-sorumsuzlar tarafından son Ankara patlamasından hemen sonra faillerin kimliklerini heran belirleyebiliriz, arkalarında ki örgütü araştırıyoruz diye bilgiçlik taslayarak savaş kazanmış komutan edası ile sıcağı sıcağına yaptıkları açıklama belleklerde çok taze biliyorsunuz.
Oysa intihar bombacıları birer beyni yıkanmış MANKURT. Asıl fail belli. Yani meşhur “casus belli” kuralı. Yani düşman belli.
Yukarıda ki açıklamayı okuduğunuz zaman artık Mankurt peşine düşmek yerine Mankurtlaştıranların peşine düşülmesi gerekmez mi?
Demirtaş açıkça tehdit ediyor, Ülkemizin otuz yıldır baş belası, asker-polis katili, sivillerin can kaybına yol açan, müthiş bir ekonomik zarar sebebiyet veren, daha doğrusu Ülkemizin enerjisini yok eden bu çakallar sürüsünün başı-sonu, failleri belli. Robotlarla zaman kaybetmek yerine sahipleri kabak gibi ortada.
Şimdi HDP’lilerin TBMM’de dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemde. Korkmayın, çekinmeyin, milli iradenin hakkını verin ve o kalleş hainlere gerekeni yapın.
Tartışmalar gırla gidiyor.2 Mart 1999 tarihinde DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması Meclisi yıpratmışmış. Aman aynı hataya düşülmemeliymiş. Çok daha kötü olurmuş, doğrudan Pkk ya destek veren HDP’lilerin dokunulmazlığı kaldırılmalıymış, eşbaşkanlara dokunulmamalı, dokunulacak vekiller içinde tutuklamayı önleyecek çözüm bulunmalıymış.
Vah ki vah tam bir “çevir kazı yanmasın” durumları.
Adamlar alenen hainlik yapıyorlar, üstüne üstlük bu Milletin verdiği vergilerden maaşlarını alıyorlar, makam arabaları, sekreterleri, koruma polisleri olacak ama her şeye rağmen dokunulmayacak.
Yapmayın etmeyin bu Necip Millet size bir şekilde 14 yıldır prim veriyor, azıcıkta bu Milleti düşünün, patlamalarda ölen gencecik yavrularımızı düşünün.
Son Ankara patlamasında canlarını kaybeden güvenlik görevlisi Murat Gül(27), Berkay Baş(öğrenci),Kerim Sağlam(23) öğrenci, Sümeyra Çakmak(22) öğrenci, Feyza Acısu(20) öğrenci, Kemal Bulut(66) esnaf, Elvin Buğra Aslan(20) öğrenci, Oğuzhan Duran(bürokrat), Eyüp Ulaş(50) çaycı, Destina Peri Parlak(16) öğrenci, Elif Gizem Akkaya(öğrenci),Zeynep Başak Gülsoy(öğrenci),Nevzat Alagöz(42) polis memuru, Ozan Can Akkuş(19) öğrenci, Atakan Eray Özyol(15) öğrenci, Mehmet Alan(26) memur, Nusrettin Can Çalkınsın(20) öğrenci, Dorukhan Yusuf Özdemir(18) basketçi, Mehmet Emre Çakar(16) öğrenci, Turgay Bulut(çaycı),Mehmet Yurtsever(politikacı),Muharrem Çermik, Bağdat Çermik, Perihan Çermik, Erdem Soydan(26) taksici, Kemal Kılıç(uzman çavuş),Cemal Özdiker, Hamide Sibel Çetinkaya, Sevinç Gökay, Ayşe bilgilioğlu, Fehmi Çetinkaya, Taner Kılıç, Ferah Önder, Yaşar Durakoğlu.
Yine ayrıca başkentteki diğer iki patlama ve ülkemizin diğer metropollerinde meydana gelen patlamalarda ölen ve yaralılar.
Bu insanlarımızın da yaşam hakkı, geleceğe ilişkin kendileri için, çocukları, anne-babaları, kardeşleri için hayalleri vardı.
Lütfen biraz empati yapın, vefat edenler sizin yakınlarınız da olabilirdi. Bunları hakları ne olacak.
Neymiş bir takım yazar-çizer takımı, okumuşu-beyni yıkanmışı, bir müddet terörle yaşamaya alışmalıymışız. Tabi uzaktan gazel okumak kolay, sizler nasıl olsa sırça köşkleriniz de huzur ve güven içerisinde olduğunuzu sanıyorsunuz. Oysa yanılıyorsunuz. Büyük bir pişkinlikle, Nirvana yapmış egonuzla bu Milletle alay etmeyin. Haddinizi bilin. Titriniz nedir, tecrübeniz var mıdır bilmiyoruz, bilemiyoruz. Tek söylediğiniz terör ülkemize diz çöktüremez teranesi. Bırakın bu bilmişlik edalarını, laf salatasını. Elbette terör ülkemize diz çöktüremez. Terör asla kaderimiz değildir.
Artık bıçak kemiğe dayandı, görmüyor musunuz içinde bulunduğumuz durum bir milletin var olma yada yok olma durumu.
Mevzubahis vatan, gerisi fasa fiso.
Korkmayın, çekinmeyin, habis uru kesip atın. Aksi taktirde yöneteceğiniz bir ülke kalmayacak.
Daha kötüsü vefat edenlerin elleri öbür dünyada iki yakanızda olacak.
Bu Milletin AHINI almayın, DUASINI alın.
