Akşener: “Bir siyasetçinin bir devlet adamının görevi vatandaşının ne yiyip ne içtiğini, cebinde ne kadar para olduğunu bilmek ve onu artırmaktır. Kendi cebine bakmak değil. Bir yüzükle yola çıkanların gemicik filoları varsa ve bu vatan çocuklarının cebinden 5 lira çıkıyorsa bu düzen değişmelidir.”
İnşaat sektörüyle kalkınma hamlesine kalkışan bir Türkiye
Cumhurbaşkanı Adayı ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kırıkkale’de gerçekleştirdiği mitingde 24 Haziran seçiminin önemine değinerek halka hitap etti. Sanayi de üretmeyen ve sadece inşaat sektörüyle kalkınma hamlesi yapılmaya çalışan anlayışın ülkeyi 453 milyar dolarlık bir borca sokacağını ifade eden Akşener, “Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar, Kırıkkale genç işsizlerin ve emeklilerin şehri. 16 yılda 2 trilyon dolar vergi toplandı. 70 milyar dolar özelleştirme yapıldı. Satıldı fabrikalar. 453 milyar dolar borç alındı. Nereden baksanız 2,5 trilyon dolarlık bir paradan bahsediyoruz. Kırıkkaleli; cebine buradan para girdi mi? Oğlun iş buldu mu? Yeni fabrikalar açıldı mı? Yani borçla yaşayan ekonomik kalkınmayı yandaş müteahhitleri zengin ederek bir inşaat felsefesiyle inşaat sektörüyle kalkınmayı sağlamaya çalışan bir yanlış, çarpık anlayışın sonucunda hepimizin cebinden çıkacak olan 453 milyar dolarlık borçla karşı karşıyayız. Deniz bittiği için seçime gidiliyor. Temel sorun şu; üretmeyen bir ekonomi, sanayisizleşen bir Türkiye, ha bire fabrikaların satılıp yerlerine AVM’lerin ve konutların yapıldığı bir Türkiye. Sadece inşaat sektörüyle kalkınma hamlesine kalkışan bir Türkiye. Her şehrin büyük devasa binalarla doldurulduğu, büyük adalet saraylarının açıldığı ama içinde adaletin olmadığı bir ekonomik düzen.”dedi.
Önce demokrasiyi, adaleti, hukukun üstünlüğünü kaim kılacağız
Türkiye’nin ithal etmeyen kendine yeten bir ülke haline gelmesini sağlayacaklarını belirten Akşener, “Kaç çeşit emekli olduğunu biliyor musunuz? 300 lira alan var, 1200 lira alan var, 1100 lira alan var. emeklinin çoluk çocuğu işsiz olduğu için bu kadar küçük parayı da evlatlarıyla paylaşmak zorunda kalan emeklilerimiz var. Buna karşılık çiftçi tarlasına küs. Aynı anda hem inek hem saman ithal eden bir Türkiye. Aynı anda buğday, et, mısır, soğan, sarımsak ithal eden, kendine yeten bir Türkiye’den bütün her şeyi dışarıdan ithal eden bir Türkiye. Bölgeler arası, şehirlerarası kalkınmışlığın hızla açıldığı bir Türkiye. Aynı aileden anneler, babalar, çocuklar, birbirinden şüphe eden bir Türkiye. Eğer ekonominin düzelmesini istiyorsak, kurumların özür bağımsız görevlerini yapmalarını sağlamak zorundayız. Eğer ekonominin düzelmesini istiyorsak merkez bankasının sadece para politikalarını siyasetçi vesayetinden kurtararak görevini yerine getirmesini sağlamak zorundayız. Çiftçimizi tarlasıyla barıştırmak zorundayız. Ve şu iddia ile geliyoruz. Önce demokrasiyi, adaleti, hukukun üstünlüğünü kaim kılacağız. İnsanların korkutulmasının önüne geçeceğiz. Adaleti sağlayacağız. İnsanların rahat nefes almasını sağlayacağız. Ve akabinde 5 yıl içinde Türkiye’nin gıda ithal eden bir ülkeden tarım ürünleri kendine yeten ve bunu ihraç eden bir ülke haline gelmesini sağlayacağız.
En önemli mücadelemiz; israf, yolsuzluk, rüşvet olacak
Konuşmasında kredi kartı borçlarını bir defaya mahsus olmak üzere sileceklerini söyleyen Akşener, ayrıca işsiz olan gençlere iş bulana kadar aylık 500 lira maaş ödeneceğini kaydetti. Akşener: “Kırıkkale neresidir diye sormuşlar; iyilere sorun demişler. Genç işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir memlekette ne kalkınma olur, nede o ülkenin huzur bulması mümkün olur. Diyoruz ki; gençlerimize ya iş bulacağız, ya onlara iş sağlayacağız, işi buluncaya kadar da her gencimize 500 lira aylık vatandaşlık maaşı vereceğiz. Diyorlar ki; nereden bulacak? Bende diyorum ki; lüks araçlardan, onlara ödenen kiralardan. 3600 ek göstergeyi sağlamak inşallah bana nasip olacak. Kredi kartları var. Kredi kartı borçlarına bakıyorsunuz, 4,5 milyon insan takip altında. Zaten banka 100 liralık borcu 10 liraya tahsilat şirketlerine satıyor. Her bir borçlunun karşısında, her gün bir avukat. Komşularına karşı, çoluğu çocuğu, arkadaşlarına karşı mahcup oluyor. Bu mahcubiyeti gidermek bizim görevimizdir. Bu kredi kartı borçlarının içinde kumar parası yok. Bu borçların içinde, çocuk okutmak var. İşsiz kaldığı için ailesinin gıda parası var. Ödeyemediği kira parası var. Bunları bir defaya mahsus sileceğiz. Ve vatandaşımıza rahat bir nefes aldıracağız. Bunları da yaparken en önemli mücadelemiz; israf, yolsuzluk, rüşvet olacak. Sayın Erdoğan çıkmış para soruyor. Sana ne milletin cebindeki paradan. Sen kendi cebindeki paraya bak. Hadi oradan be… Bir siyasetçinin bir devlet adamının görevi vatandaşının ne yiyip ne içtiğini, cebinde ne kadar para olduğunu bilmek ve onu artırmaktır. Kendi cebine bakmak değil. Bir yüzükle yola çıkanların gemicik filoları varsa ve bu vatan çocuklarının cebinden 5 lira çıkıyorsa bu düzen değişmelidir.”