Demokrasisi oturmuş devletlerde sessiz sedasız,
Olması gerektiği şekilde,
Liyakate göre yapılır…
Gidenin tasarrufunun keyfiyet taşıyamayacağı bilindiğinden gelende,
Kanunun emrettiği gibi,
Anlaşılır, sade,
Ve
Yasayı arkasından turlamadan,
Devletin idamesi için elinden geleni yapar…
Taa ki,süresi dolup, görevi bir sonrakine devredinceye kadar…
Küskünlük ,
Dargınlık,
Senden-bendencilik,
Köycülük-kentçilik,
Particilik,
Dincilik-mezhepçilik hele hele “yalakalık” gibi,
Üçüncü dünya ülkelerinin, yada kabile devletlerinin benimsediği aşağılık uygulamaların o ülkelerde geçerli akçe olmaması bu nedenledir.
Hırsızlığın,
Suiistimalin,
Bencilliğin,
Egoistliğin olmaması yine bu nedenledir…
Tırnağına dokunduğun müselmanın ölümü göze alarak o ülkelere hicret’i de yine ve hep bu nedenledir.
Kanun yapıcı kanunu yapar,
Başta kendi uygular ki, yaptığı kanun daha sonra imam-cemaat ilişkisine dönmesin.
Bizde durum!..
Aynı be ya; diyesim var!.. ( ve dedim..inanmazsanız paşa gönlünüz bilir)
Demokrasisi oturmuş devletlerde ne tür uygulama varsa, bazı münafıkların bizim ülkemizde “yasa çiğnenmek için çıkarılır” sloganına rağmen bitamam bizde uyguluyoruz kardeşim!..
Hem de hiçbir yasaya kazık atmadan arkasından dolanmadan!..
Köycülük-kentçilik, particilik, mezhepçilik, akrabacılık, eş-dostçuluk, hele de yalakacılık vs, bizim fersah fersah uzağımızda kalan tanışıklığımız dahi olmayan şeyler.
Bürokratik değişimler,
Yine tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi liyakat! Usulü olup, sessiz sedasız gerçekleşmektedir…
Öyle sessiz sedasız ki,
Aynı dairede çalışan memurlar bile varmaz farkına bazen müdürün amirin nereye gittiği noktasında!..
Herhangi bir devlet dairesine gider,
Hastane olur,
Üniversite olur,
Adliye,
Mülkiye, maarif’iye, iç işleri, dış işleri,
Bayındırlık vs.vs olur, siyasilerle yada tepe noktada ki bürokratlarla aynı soy ismi taşıyan birilerine rastlar yada rastlamışsanız ve birden çok hemşeri, partili bir araya gelmiş aynı birimde çalışıyorsa bu tamamen tesadüftür… kimsenin günahına girmeye gerek yoktur!..
Devlet katında zinhar torpil olmaz, yapanı da barındırmayız!..
Ve
Liyakat usulü vazife almış devlet protokolünde olan sayın yöneticilerimiz ve büyüklerimiz sayesinde,
Şükür:
Komşu yada uzak ülkelerden kulağımıza gelen hırsızlık, dolandırıcılık, zimmet, rantiyecilik, kaçakçılık, köçekçilik, kolpacılık, ırzcılık, sübyancılık, oğlancılık, suiistimal, talan, yalan, dincilik, mezhepçilik, bizim ülkemizde yoktur!..
İnşallah bu gidişle de hiç olmaz!..