Bıçak gibi kesildi

30 Mart 2014 seçimleri öncesi yaşananları hatırlayıp bugünü gördükçe şaşırmamak elde değil.
Biliyorsunuz ve eminim ki sizlerde aynı düşündükçe aynı kanıya kapılıyorsunuzdur.
Zira muhalif partiler ile iktidar partisi arasında yaşanan sözlü ve sanal medya paylaşımları yenilir yutulur cinsten değildi.
Doğrudur veya eğridir, yanlış ve yalanlar vardır, bilemiyoruz.
Bildiğimiz tek bir konu var, iktidar partisinin adı hiçte olgun karşılanmayacak kadar bir takım pis iddialara karışmasıdır.
O dedi,
Bu dedi,
Şöyle konuştu,
Böyle söyledi,
Buradan getirdi,
Oradan götürdü,
O götürdü,
Bu yuttu,
Tezgahtı,
Planlıydı,
Yalandı,
Dolandı,
Yemindi,
Suçluydu,
Masumdu,
Hukuksuzdu,
Adaletsizdi,
Sonuçta geldiğimiz noktaya bakar mısınız?
Seçim bitti, bıçak sırtı gibi kesildi tümü.
Sanki hiç bir şey söylenmemiş, hiç bir şey duyulmamış gibi.
Kimin doğru kimin yalan, kimin tezgahlayıp kimin dümen hazırladığını bile tam anlayamadık.
Kısacası bunların bir çoğu zamanla unutulup gidecek.
Ve…
Sınıyorum hepsi tozlu arşivlerde kalacak.
Oysa dünyada böyle mi?
Bakınız ; Türkiye olan bitenlerle benzer olarak Dünya’dan  bir kaç örnekleme yapayım.
Fransa İletişim Bakanı Alain Carignon
Kamu malını kötüye kullanmak ve kullanmaya yardım etmek suçlamasıyla soruşturma başlatılmadan bir hafta önce istifa etmişti. (1994)
Fransa Sanayi Bakanı Gérard Longuet
Saint-Tropez’deki villası ve Cumhuriyetçi Parti’nin finansmanı konusunda hukuki inceleme başlatılması üzerine istifa etti. (1994)
Danimarka Ulaştırma Bakanı Maria Borelius
Evinde çalıştırdığı dadıyı yetkili makamlara bildirmediği için istifa etti.(2006)
Tunus Eğitim Bakanı Salem Labiadh
Hükümet üzerinde operasyon ve baskı olduğu için istifa etti. Labiadh istifasından sonra hiçbir bakanlar kurulu tolantısına katılmamasına rağmen görevinde kaldı. (2013)
Japonya Tarım Bakanı Seiichi Ota
Okullara ve huzurevlerine küflü pirinç gönderildiği için istifa etti. (2008)
Danimarka Dış Yardım Bakanı Friis Bach
Halka yanlış bilgi verdiği için istifa etti. (2013)
Portekiz Maliye Bakanı Vitor Gaspar
Ekonomik krizi yönetemediği için istifa etti. (2013)
Mısır Ulaştırma Bakanı Raşid el Mateeni
49 öğrencinin hayatını kaybettiği tren kazası sonrası istifa etti. (2012)
Japonya Ekonomi Bakanı Yoshio Hashiro
Nükleer santral kazası geçiren Fukuşima şehrine “ölüm kenti” dediği için istifa etti. (2011)
Japonya Adalet Bakanı Minoru Yanagida
“İşim çok kolay” gafının ardından istifa etmek zorunda kaldı. (2010)
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman
Hakkındaki yolsuzluk davası nedeniyle istifa etti. (2012)
Fransa Bütçe Bakanı Jerome Cahuzac
Vergi kaçırmak suçundan hakkında soruşturma açılınca istifa etti. (2013)
Danimarka Adalet Bakanı Morten Bödskov
Parlamentoya yanlış bilgi verdiği için istifa etti.(2013)
Örnekleri okudunuz umarım.
Fakat hemen söyleyeyim, kimseyi bir yere çağırmak ve davet etmek değil amacım bilesiniz.
Merakım şudur;
Seçim öncesi yaşananlar doğrumuydu?
Değilse, hangi yargı akladı?
Suçluları neden yargıda hesap vermiyor?
Doğru ise neden gereği yapılmıyor?
Milletin gözü önünde işte bunlar yalan ve iftiracılar denmiyor?
En önemlisi tüm yaşananlar neden bıçak sırtı gibi kesildi ve konulmuyor?
Nisan ÇALIŞKAN