Kurtuluş savaşını çok zor şartlar altına kazanan Türkiye’de, halk yorgun ve bitap düştü.
Ekonomik sıkıntılar dahil bir çok alanda ciddi eksikleri bulunan Türkiye’nin, toparlanması gerçekten kolay olmadı.
Özellikle sağlık alanında yetişmiş kalifiye sağlık elemanın bulunmayışı bir tarafa sefalet içinde bulunan Türkiye’de yayılan hastalıklarla mücadele etmek ayrı bir sıkıntı, tedavi için sağlık malzemesinin tedarik edilememesi ise ciddi bir sorundu.
Henüz ne olduğu dahi bilinmeyen hastalıklardan kadın, çocuk ve yaşlıların hayatını kaybettiğini düşünecek olursak, kıt imkanları
O zor ve meşakkatli günlerden bugünümüze şöyle bir bakıyoruz da, epeyce yol aldığımızı görmemek büyük eksiklik olsa gerek.
Elbette ki, sadece sağlık alanında değil savaş sonrası kendine gelmeye çalışan Türkiye’de tüm bu sıkıntılar Devlet ile milletin kol kola vermesiyle aşıldı.
1923 yılında İstanbul’da Verem Savaş Dispanserinin açılması, 1924 yılında yine İstanbul Heybeli Ada’da “Heybeli Ada Sanatoryumu” kurulması, pek çok gönüllü yurttaşımızın dispanserler de çalışmaya katılması Devlet-millet birlikteliğinin önemli bir süreci olarak tarihimize geçmesi, sağlık alanında yaşanan önemli bir ayrıntıdır.
Esasen savaş şartlarının yarattığı yıkımlardan sonra birliktelik önemli, yardımlaşma ve dayanışmanın zamanıydı diye düşünebilirsiniz.
Hatta bugün ki, şartlar ile o günkü şartları da kıyaslayıp her şeyi yapacak kadar Devletimiz güçlü, bize ihtiyacı yok diyebilirsiniz.
İyi de, dünyanın gözü üzerinde olan bir Türkiye Cumhuriyeti Devletinden bahsettiğimize göre, Devlet ve Millet olarak dayanışmaya ihtiyacımız yok diyemeyiz.
Keskin’in en ücra köşesindeki bir köyde bir bacımız kanserden ölüyorsa, Sulakyurt’un bir köyündeki genç bir kızımızın aynı hastalıktan ölmesinin yarattığı derin acı herkesi rahatsız eder ve etmelidir.
Dolayısıyla o köyde yaşanan hastalığın, şehrin her hangi bir mahallesinde yaşanamaz olması ihtimal dışıdır.
Mühim olan erken teşhis, erken tedavi, yetişmiş eleman ve sağlık ekipmanlarına sahip olunması gerektiğidir.
Bu anlamda Kırıkkale’deki yerel gazetelerin Halk Sağlı Müdürlüğünün ihtiyacı olan mobil mamografi aracı almak üzere başlattığı kampanya aslında 1924’lü yılların hatırlanmasına vesiledir.
Gezici sağlık aracı olarak Kırıkkale’nin mahalleleri dahil köylerde hizmet verecek çok donanımlı mobil mamografi aracı sanıyorum büyük bir ihtiyacı gidereceği gibi, kadınların ve bacılarımız açısından hayati önem taşıyacaktır.
Yerel gazetelere teşekkür ediyor, duyarlı vatandaşlarımızın başlatılan bu kampanya ya destek verecek manevi ve vicdanı bir huzur bulmaları gerektiğine inanıyorum.