17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümü dolayısıyla yazılı bir mesaj yayınlayan Atalay, 17 Ağustos’ta Marmara Depremi’nde, 17 bin 480 insanın hayatını kaybettiğini, 23 bin 781 kişinin yaralandığını hatırlattı.
Risk yönetimi yaklaşımına geçildi
Atalay, deprem kuşağı üzerinde yeralan Türkiye’de bu tür büyük acıları tekrar yaşamamak için geride kalan 15 yılda Türkiye, “Afet sonrası kriz yönetimi” anlayışından, afete önceden hazırlıklı olarak “Risk yönetimi” yaklaşımına geçtiğini belirtti. Bu büyük depremden alınan derslerle afetlerin etkin yönetimi için Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kurulduğuna dikkat çeken Atalay, “Risk yönetimini sağlayan Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi uygulamaya girmiştir. Afete Hazır Türkiye’nin kurulması için önemli adımlar hızla hayata geçirilmektedir. Vatandaşlarımızı afet zararlarından öncelikle kendi bilgisi ve hazırlığının koruyacağı bilinciyle eğitim ve farkındalık faaliyetlerine büyük önem veriyoruz” dedi.
İlk 72 saate hazırlanmak
Afet anında sağlık, itfaiye, arama-kurtarma ekiplerinin tüm vatandaşlara aynı anda ve hemen ulaşmasının söz konusu olmadığını belirten Atalay, “Bu nedenle vatandaşlarımızı ‘afet sonrası altın saatler’ olarak adlandırılan ilk 72 saate hazırlamak ve afet anında hayat kurtarabilecek temel bilgi, beceri ve araçlarla donatmak için AFAD’ın öncülüğünde, 2013 yılının başında, Türkiye çapında bir eğitim seferberliği başlatıldı” ifadelerini kullandı.
Afete hazır Türkiye
“Afete hazır Türkiye” vizyonuyla başlatılan projenin dört basamaktan oluştuğunu belirten Atalay, geçtiğimiz yıl başlayan Afete Hazır Aile Kampanyası’nı bu yıl Afete Hazır Okul Kampanyası’nın izlediğini kaydetti. Atalay, Afete Hazır İşyeri ve Afete Hazır Gençler kampanyalarının da eklenmesiyle afet yönetiminde devlet, özel sektör, STK, vatandaş katılımının tam olarak sağlanmış olacağını belirterek, şunları kaydetti: “Afete Hazır Türkiye yolunda vatandaşlarımızın eğitim ve bilinçlendirilmesinde önemli bir ilerleme sağlanacaktır. Ülkemizin afetlerin sıfırıncı dakikasına hazır olması için tüm Bakanlıklarımızın katılımı ve destekleri ile Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) hazırlandı.
Organizasyon sistemi oluşturuldu
Planla, ulusal ve yerel düzeyde, olay türü ve ölçeğine göre esnek yapıda müdahale organizasyon sistemi oluşturuldu. Afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rol ve sorumlulukları belirlendi. 2012 yılında yürürlüğe giren Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP 2023) kapsamında şu ana kadar Kentsel Dönüşüm Yasası ve Doğal Afet Sigortaları Yasası yürürlüğe girmiş, afet risk azaltma çalışmalarına destek sunan Ulusal Deprem Araştırma Programı başlatılmıştır. UDSEP-2023, deprem kayıplarının en aza indirilmesini hedefleyen stratejik yaklaşımlar ve eylem dizileri içeren örnek bir çalışmadır. Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı”nın ana amacı, depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmaktır.
27 lojistik merkez kuruluyor
Geçmiş dönemlerde lojistik konusunda yaşanan sorunların önlenmesi amacıyla afet meydana geldiği anda bölgeye acil yardım ve lojistik malzemelerini ulaştıracak Türkiye’nin değişik noktalarında 27 lojistik merkez kurma çalışmaları hızla devam etmektedir. Marmara’da meydana gelmesi muhtemel bir depremi tetikleyebilecek fay hatlarının daha yakından takip edilebilmesi için AFAD ve Almanya Yer Bilim Araştırma Enstitüsü (GFZ) işbirliği ile GONAF projesi başlatılmıştır. AFAD, TÜBİTAK, ULAKBİM ve 7 üniversite ile birlikte Türkiye Deprem Veri Merkezi Projesi geliştirilmiş.
Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Projesi
TÜBİTAK ile birlikte afet durumunda iletişimin kesilmemesi için Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Projesi, 2014 yılında Eskişehir, Diyarbakır, Ankara, Zonguldak’tan oluşan 4 pilot ilde ilk kez uygulanmıştır. Her alanda ilerleyen, bölgesinde örnek alınan Türkiye, afetlere daha hazırlıklı olmak için önlem almayı kültürünün bir parçası haline getirmelidir. Afet yönetiminde kamu kurum ve kuruluşlarımız, STK’larımız ve vatandaşlarımızın ortak hareket etmesi; yerel, bölgesel ve uluslararası işbirliğini geliştirmek ve bir daha 17 Ağustosların yaşanmaması için çalışmaya var gücümüzle devam ediyoruz”
