2018-2019 Eğitim-Öğretim yılı sonu dolayısıyla açıklamalarda bulunan Türkiye Kamu-Sen Kırıkkale İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Abdullah Yücel Karabacak “Öncelikle görevlerini fedakârca yapan öğretmenlerimizi ve tüm eğitim çalışanlarımızı yürekten kutluyoruz. 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı ne yazık ki eğitim çalışanlarının yıllardır süre gelen sorunlarına çözüm bulunması anlamında yeterli adımların atılmadığı bir dönem oldu” diye konuştu.
AĞUSTOS AYINDA DA 60 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMASINI İSTİYORUZ
Türkiye Kamu-Sen Kırıkkale İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Abdullah Yücel Karabacak açıklamasında “Derslik ve öğretmen açığından, yönetici atamalarına, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetten, okullara ayrılan ödenek yetersizliğine, ders materyallerinin azlığına, okullaşma oranlarının düşüklüğüne kadar birçok alanda yaşanan sorun eğitimimizin niteliğine olumsuz etki etmeye devam etti. Hükümet ne yazık ki 2019 yılında eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda atama bekleyen öğretmenleri göz önünde bulundurmamış ve şu ana kadar sadece 20 bin atama yapmıştır. Bakanlık, önümüzdeki süreç için de toplamda ne kadar atama yapılacağını duyurmamıştır. Sendikamızın yaptığı araştırmaya göre ülkemizde ücretli öğretmen sayısı 74 ilde 83 bin 783’tür. Türkiye genelinde baz alındığında, ücretli öğretmen sayısının 100 bin civarında olduğu görülecektir. Ücretli öğretmenlik adeta asal istihdam modeli haline gelmiştir. Eğitim fakültesi ve diğer lisans mezunlarının dışında, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunları da ücretli öğretmen olarak derslere girebilmektedir. Bu noktada formasyona sahip olmayan insanların hangi bilgi ve donanımla derslere girdiği bir muammadır. Üstelik bu istihdam yönteminin hiçbir maddi kazancı yoktur, sadece modern köle gibi çalıştırma esası üzerine kurulmuştur, ücretli öğretmenler hiçbir özlük hakka sahip değildir. Sadece mart ayında gerçekleştirilen 20 bin sözleşmeli alımı için tam 6 katı yani 120 bin başvuru yapılmıştır. Durum böyle olunca 2019 yılında en az 100 bin atama yapılması gerekmektedir. Sendikamızın talebi; Ağustos ayında da 60 bin ilave atama yapılmasıdır.
TBMM TATİLE GİRMEDEN VERİLEN SÖZ YERİNE GETİRİLMELİ
MEB sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözü TBMM tatile girmeden yerine getirmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı 2016 yılında çıkardığı bir KHK ile yeniden sözleşmeli öğretmenliği getirdi. O tarihten bu yana Bakanlık kadrolu öğretmen alımı yapmamaktadır. Sözleşmeliliği mülakat ile birlikte geri getiren MEB’in, bu uygulamayı kaldırması en öncelikli taleplerimizdendir. Sözleşmeli öğretmenlerin özlük hakları yönüyle ciddi sıkıntıları bulunmaktadır. Tayin isteyemeyen, aile bütünlükleri bozulan, çocuklarının yanında olamayan sözleşmeli öğretmenler büyük dram yaşamaktadır. Özür grubu tayin başvuruları Ağustos ayında başlayacaktır. Bakanlığın en azından sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözü TBMM tatile girmeden yerine getirmesi gerekmektedir. Aksi taktirde 2016 yılında göreve başlayan öğretmenlerin bu yaz döneminde eş durumundan dolayı tayin isteme hakları ellerinden alınacaktır. Tabi ki ana talebimiz bakidir: Sözleşmeli ve ucube mülakat yöntemi kaldırılmalı, tüm öğretmenler aynı haklara sahip olarak kadrolu olarak atanmalıdır. Yönetici atamalarında mülakat tamamen kaldırılarak, görevlendirmeler sadece yazılı sınav sonucuna göre yapılmalıdır.
İŞ GÜVENCEMİZE KİMSE DOKUNMASIN!
MEB tarafından hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu şu anda Maliye Bakanlığı’ndadır. Ne zaman kamuoyuyla paylaşılacağı ise net değildir. Talebimiz; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun en kısa sürede paydaşların görüşlerine açılmasıdır. Kanun taslağını henüz görmemekle birlikte, kanunu desteklemek için çok önemli bir şartımız vardır: Kanunda 657 sayılı DMK’dan kaynaklanan haklarımıza dokunulmamalıdır! Burada en önemli hakkımız iş güvencemizdir. İş güvencesine dokunmak gibi bir hata yapılırsa, Türk Eğitim-Sen olarak meydanlara ineceğimizden kimsenin kuşkusu omasın. Eğitim çalışanlarına şiddet uygulandığında bir şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılması ve en ağır cezai müeyyidelerin uygulanmasıdır.
YENİ SİSTEMDEN BEKLENTİLER
Yeni sistemde en büyük temennimiz; öğretmenlerin norm kadro fazlası olmamasıdır. Yeni lise sisteminin nasıl sonuçlar doğuracağını, diğer sistemler gibi daha sonra bir kenara atılıp, atılmayacağını, eğitime nasıl bir katma değer sağlayacağını önümüzdeki yıllarda hep birlikte göreceğiz. Bu noktada yeni sistemde en büyük temennimiz; öğretmenlerin norm kadro fazlası olmamasıdır. Zira ders sayısının azaltılması ile birlikte öğretmenlerimiz norm kadro fazlası olup olmayacağına ilişkin endişe duymaktadır. Bilindiği gibi 4+4+4 sistemi getirildiğinde 42 bin öğretmen norm kadro fazlası olmuş, sınıf öğretmenleri alan değiştirmek zorunda kalmış ve norm kadro fazlası öğretmenleri eritmek yıllar almıştı. Aynı durumun yeni lise sisteminde de yaşanmaması için her türlü tedbir alınmalıdır. Yeni açıklanan sistemde ders dağılımının meslek liseleri ve imam hatip liselerinde nasıl uygulanacağı henüz belli değildir. Bu liselerde kalitenin düşük olması, verim sağlanamaması ciddi bir sorundur. Mezunların hem kalifiye olması hem de özellikle meslek lisesi mezunlarının iş bulmalarında avantaj sağlaması açısından bu okulların kalitesinin artırılması öncelikli amaç olmalıdır. Bakanlık konuyla ilgili yol haritasını açıklamalıdır. Yeni lise sisteminde en büyük ihtiyaç duyulan hususlar; okulların teknik alt yapılarının güçlendirilmesi, atölye, laboratuar, spor salonları, bilgisayar sınıflarının oluşturulması, eğitim materyallerinin eksiksiz olmasıdır.
3600 EK GÖSTERGE SÖZÜ YERİNE GETİRİLMELİ
Öte yandan yönetici atamalarında liyakatin sağlanması yeni lise sistemi için de büyük bir ihtiyaçtır. Adaletli bir yönetici atama sistemi ile hem okullar sağlıklı yönetilebilir hem de öğretmenler adaletin tesis edildiği bir ortamda huzurla çalışabilir. Sonuçta bu sistemin uygulayıcıları öğretmenler olacaktır. Öğretmenlerimize gerekli değeri vererek, onlara motivasyonlarını artırıcı bir çalışma ortamı sunarak eğitimde niteliği artırabiliriz. Öğretmenlerimizin şevklerini kıran, çalışma barışını yok eden, kariyeri, liyakati yok sayan -mülakatla yönetici atama gibi- hiçbir uygulamaya izin verilmemelidir. Öte yandan; öğretmenler, 3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesini beklemektedir. Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bu sözün tutulmaması manidardır. Talebimiz; bu düzenlemenin Torba Yasa’ya alınmasıdır. Tabi sadece 4 meslek grubunun değil, tüm kamu çalışanlarının ek göstergeleri güncellenmelidir. Ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmet sınıfına da ek gösterge verilmelidir. Yardımcı hizmetli sınıfı personelinin görev tanımları mutlaka yapılmalıdır. Bu çalışanlara görev tanımı dışında işler verilmesinin önüne geçilmelidir. Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm MEB çalışanlarına verilmelidir” dedi.