Gülüyor gülüyor gülüyor!..
Deli gibi katıla katıla,
Vücudun her aksamını oynata oynata!..
Derler ki bizim oralarda dalga geçildiğini ayan beyan gösteren bu tür gülüşe,
“ağzı-gözü bırak, adamın kıçı bile gülüyor!..”
Okuma yok,
Yazma sıfır!..
Para yok,
Gezme sıfır!..
Cahilliğine cahil,
Üstüne birde cühela!..
Dam der,kapı der,
Akıl etmez kocaman bir ev olduğunu dam la kapının arasın da…
Mektep görmedi, medrese görmedi dili dönmez,
Adam içine girmedi kelamı -lafı bilmez.
Şehir bilmez!..
Şehrin turistik yerini bilmez…
Turizm nedir hiç bilmez…
Say de, ülkenin çevrili olduğu deniz isimlerini tek tek küçüğünden büyüğüne, derinliğinden-nemine…
Yetmez;
İçinde yaşayanın cinsini cibiliyetini, yeneni-yenmeyeni, zehirlisi-yararlısı ne varsa saysın;
Gördün mü bir tekinin maviliğini uzaktan da olsa, hissettin mi iyotun kokusunu, suyun serinliğini diye sor,
Kani Karaca gibi kör, kara kızın Memet kadar sağır olur;
Görmedi-hissetmedi,
Ama bilir!..
Şehirleri de görmedi-hissetmedi,
Ama bilir!..
tutarsa adamı laf bol,
Tutamazsa cep telefonu sağ olsun!..
Velhasıl,
85 yıl tüketti ömründen lagara-lugara, ay-vayla bizim köylü keleşlerin Memet emmi!..
Ne anlattığı gerçekti,
Nede gerçekleşen bir şey anlatmıştı insanlara benim tanık olduğum son elli yılda.
O,
Ağzını açtığında dinlemesek de, dinlemiş gibi yapar eğlenir-eğlenmesini sağlardık köy bebeleri olarak!..
Zararsızdı yani bazen de ders verirdi cahilliği ile köylüye Erzurumlu teyyo dayı gibi olmasa da,
Bazen de dalga geçerdi kafasına göre milleti mebusan cümle alemle!..
Yeni duymuş;
Fötöcülükten yargılanan savcının ömrünce fetoyla mücadele eden Cumhuriyet gazetesi çalışanlarını fetocu gerekçesi ile tutukladığını!..
Yakaladı beni geçtiğimiz hafta dutlu pınarın başında,
Hem anlattı kendi ustu rubunca,
Hem güldü kıçı başıyla!..
0