Bakırköy Başsavcı vekili ve Avrupa Yakasında ki tüm cezaevlerinden sorumlu Savcı Mustafa Hakan Uyar Kırıkkaleli.
FABRİKA GİBİ CEZAEVİ
İstanbul Avrupa yakasında bulunan ve çalışmaları ile sık sık ülke gündemine gelen Cezaevlerinden sorumlu Bakırköy Başsavcı Vekili Mustafa Hakan Uyar başarılı çalışmalarına devam ediyor. Sorumlu olduğu cezaevlerini Fabrika Atölyelerine çeviren Kırıkkaleli Savcı devlet bütçesine her yıl 856 Milyon Lira kazandırıyor. Uyarın sorumlu olduğu cezaevlerinin yeni hedefi ise 1.000.000 Liraya ulaşmak. İstanbul Avrupa Yakasında bulunan ve Ergenekon, Balyoz gibi davaların sürdüğü dönemde sık sık gündeme gelen Silivri Cezaevinin de içerisinde bulunduğu cezaevlerinden sorumlu olan Uyar, Cezaevlerini sık sık ziyaret ederek mahkûmların sorunları ile ilgileniyor.
SABAH’A ÇIKMIŞTI
Ulusal yayın yapan Sabah Gazetesinin muhabiri H. Salih Zengin’in özel haberinde Silivri Cezaevi incelenmişti. Haberde “Mahkûmların hem para kazanıp hem de meslek icra ettikleri ayakkabı atölyesinde kesim işiyle uğraşan Ahmet K. Konya’da yer olmadığı için sevkle gelmiş Silivri’ye. 3 yıldır bu atölyede çalışan Ahmet K. meslek sahibi olduğunu anlatıyor. “Kendimi burada mahkum gibi hissetmiyorum, normal iş yerinde çalışan bir işçi gibiyim” diyerek hapisten çıktıktan sonra da bu işi devam ettireceğini söylüyor. Atölyede üretilen günlük 300 civarındaki ayakkabının tamamı yurt dışına gidiyor. Üretici firma tüm ekipman ve malzeme desteği sağlayan bir tesis kurmuş buraya. Çırak, kalfa ve ustalar yevmiye alıyor. Mesai saat 8.30’da başlıyor ve 17.00’ye kadar mahkumlar normal bir işyerindeymişçesine çalışıp, odalarına dönüyor. Silivri Cezaevi’nin kapalı bölümünde 60 standart oda mevcut. Her bölümünde 7 oda var ve burada kalan mahkum sayısı toplamda 28’er kişiyi geçemiyor. Her odanın kendisine ait ortak yaşam alanı ve gökyüzü manzaralı avlusu var. Buradaki mahkumlar kendi aralarında para toplayıp televizyon ve buzdolabı alabiliyorlar. Cezaevi kantininden de her tür ihtiyaçlarını karşılayıp yemeklerini yapıyor ve çaylarını demleyebiliyorlar. Odada kalan Mustafa T. iki muhabbet kuşu besliyor. Mustafa için bu kuşlar dert ortağı. Onlara türküler söylüyor, konuşuyor ve arkadaşlık ediyor.” İfade edilmişti.
Cezaevinde resim yeteneğini keşfetti
5 nolu L tipi cezaevine girişler ise daha sıkı güvenlik kontrolüne tabii. Önce kimlik kartlarımızı veriyor ardından da optik göz taramasından geçerek içeri alınıyoruz. İçeriye girmek için tanımlanmış olan gözünüzü bir ekrana tutarak kapının açılmasını sağlıyorsunuz. Bu bölümde sanat ve mesleki eğitime ağırlık verilmiş. Kütüphaneden tiyatro salonuna kadar her imkan mevcut mahkumlar için. Koridorlarda elindeki kurşun kalem ve silgisiyle duvara resim yapan Nusret B. ile karşılaşıyoruz. Gasp suçundan 9,5 yıla mahkum olan ve beş yıldır Silivri’de bulunan Nusret B. buradaki kurslara katılarak içindeki resim yeteneğini keşfetmiş. Her gün beş saat boyunca duvarlara devasa tablolar yapıyor. Duvarlarda Türk bayrağının doğuşu, Malazgirt Zaferi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale Zaferi, İzmir’in Kurtuluşu, Cumhuriyetin İlanı, Kardeşlik- Birlik-Dirlik ve Hoşgörü köşelerinin hepsini o resmetmiş. “Dışarıda işsizdim. Burada resim yeteneğimi keşfettim. Artık profesyonelleşmeye başladım. Eski yaptığım resimleri beğenmiyorum” diyen Mustafa B. özgürlüğüne kavuşana kadar cezaevinin bütün duvarlarına resim yapmaya niyetli.
Cinayete teşebbüsten avukatlığa…
Marangozhaneye geçip 19 yıl hüküm giyen Talip K.’nin yaptığı büyük gemi maketlerini inceliyor, Karagümrüklü 24 yaşındaki Batuhan D.’nin bakır işlerinin önünde eğleşiyoruz. Cinayete teşebbüsten 17 yıl hüküm giyen Batuhan, beş yıldır burada ama liseyi burada aldığı eğitimlerle dışarıdan bitirmiş. İlk LYS sınavını kazanmış ve şimdi ikincisine hazırlanıyor. “Hukuk okumak, avukatlık yapmak istiyorum. Tabii hüküm giymiş olanlar avukatlık yapamıyor. Ama benim idealim bu. Burada kendime güven geldi” diyor heyecanla.
Terör suçluları burada
Silivri Cezaevi’nin en bilinen ve merak edilen kısmı ise hiç şüphesiz ‘yüksek güvenlikli’ diye tabir edilen kapalı kısmı. Son dönemde adı kamuoyunda sıkça duyulan Can Dündar, Erdem Gül, Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, emniyet müdürleri ve teröre destek veren akademisyenlerin kaldığı bu bölüm, vatana karşı işlenen terör suçlarından tutuklu ya da hüküm giymiş olanları ağırlıyor. Kapalı Cezaevi’nin kurum müdürü Ali Demirtaş, 485 kişi kapasiteli cezaevinde şu an 272 hükümlünün bulunduğunu aktarıyor: “Burada devlete karşı işlenen suçlar, organize terör suçluları, ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar kalıyor.” Sonra tek kişilik ve üç kişilik boş odaları ziyaret ediyoruz. Üç kişilik odaların üst katında yatak ve dolaplar, alt katta ise ortak yaşam alanı ve küçük bir avlu bulunuyor. Dileyen buraya televizyon ve buzdolabı koyabiliyor. Tek kişilikler ise avluya açılan bir odadan oluşuyor. Burada kalan hükümlü ve tutukluların birbirleriyle görüşmesi elbette yasak. Herkes kendilerine ayrılan bölümde yaşamını sürdürüyor. Ancak bu haliyle Avrupa’daki bir çok cezaevinin üzerinde bir yaşam standardına sahip oldukları kesin.
MUSTAFA HAKAN UYAR KİMDİR?
26 Ağustos 1968 yılında Kırıkkale’de doğan Mustafa Hakan Uyar evli ve bir çocuk babasıdır. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1990 yılında tamamlayan Uyar, ayrıca 3’ü ön lisans biri lisans olmak üzere 4 üniversitenin daha diplomasına sahip. Toplamda 5 üniversite bitiren ve İngilizceyi orta derecede konuşabilen Uyar, Kariyer hedefini “Kapısında kimsenin beklemeyeceği, herkesin kendisini rahat ifade edebileceği bir çalışma ortamında, Milletin ve Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan bugüne kadar olduğu gibi Türk Adaletine Hizmet etmek” olarak nitelendiriyor. Sosyal yaşamına da özen gösteren Savcı Uyar, Gölge isminde bir şiir kitabı ve Kürsüden Mutfağa adlı bir yemek kitabı var. Ayrıca 2016 yılında çıkarttığı Adana F Tipi Cezaevlerinde bulunan mahkûmların aile yapıları ve etkilerini kaleme aldığı bir araştırma kitabı da bulunmakta. 2008 yılında Kelepçeli Özgürlük kitabını çıkartan Uyar, Tesbihsiz Hapishaneler ve Özgür Yaşa adlı Fotoğraf Biyografi kitabı bulunmakta. Adalet Dergisinde düzenli olarak makaleleri yayınlanan Uyar, Aşçılık, spor ve kitap okumak gibi aktivelerinden hiçbir zaman vazgeçmiyor. Bu zamana kadar Adalet Bakanlığından 4 ayrı teşekkür belgesi alan Uyar, 4 seminer içinde katılım belgesi almıştır. Ayrıca 3 ayrı hizmet içi eğitim seminerine de katılmıştır. 2003 Yılında Strazbourg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini, Türkiye’yi temsilen ziyaret eden Uyar, başarı merdivenlerini adım adım çıkarak Bakırköy Başsavcı Vekilliği görevine ulaşmıştır. Viyana, Avursturya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelere mesleki ziyaretlerde bulunmuştur.
1993 yılında Bolu Dörtdivan’da hâkim olarak mesleğe başlayan Uyar, sırasıyla Malatya Darende, Zonguldak Devrek Savcılığı, Afyon Sandıklı Başsavcılığı, Adana Cezaevleri Savcılığı, Adana Denetimli Serbestlik Kurul Başkanlığı, Küçükçekmece Kaçakçılık, Mali Suçlar ve Bankacılık Savcılığı, Küçükçekmece Terör, Organize Suçlar, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Savcılığı yaptı. Halen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği yapan ve Avrupa Yakasında bulunan cezaevlerinden sorumlu olan Uyar, kariyerinde hızla büyümeye devam ediyor.