Gözüm yemedi o kafayla eve gitmeyi,
Bahçede yatıp kaldım geçen hafta bir akşam.
Yanım,
Böğrüm,
Kolum-bacağım her tarafım tutulmuş, ayazda kalmış bekçi copu gibi olmuştu sabah ezanına kadar her tarafım.
Tavsiye üzerine hamama gittim iyi gelir düşüncesiyle…
Soyunuyorum,
O esnada giyinmeye çalışan bir müselman’a atlet kilot satmaya çalışıyor hamamcı!..
Müşteri;
“Valla pahalı hemşerim almam-alamam o fiyata, dışarıda yarı para senin bu dediklerin niye kazıklanayım ki!..”
Hamamcı;
“Allah seni inandırsın, hemşerimsin diye nerdeyse aldığım fiyata veriyorum bunları… vallahi de kar yok billahi de kar yok üstünde. İnan bana ben bu yaşıma kadar ne yalan söyledim, ne haram yedim, ne milleti aldattım, nede bu tip insanlara itibar ettim. Sırf güzel hatırın için bu fiyata veriyorum gel al şu donla kilotu, ele gitmesin!..”
Dayanamadım!..
Araya girip dedim ki;
Sen yalan söylemedin hayatında öylemi!..
Riyayı bilmezsin.
Aldatmazsın kimseyi!..
Sahtekarlık, düzenbazlık, hırsızlık, arsızlık, menfaatçilik, oğlancılık, lugatın da yok, olanla da yakınlık kurmazsın.
Hele ırzcılık, zinhar haramdan sayıldığından elin yanar-dilin yanar korkarsın!..
Hee!..
Bizim bakkal da öyle!..
Terzi,
Lokantacı, kahveci, konfeksiyoncu,
İşçi-memur, çırak-kalfa, konu-komşu, emekli-boşta gezer ve toplumun diğer ve tüm katmanları da öyle!..
Onlarda bilmez yalanı, riyayı, sahtekarlığı…
Hayatlarında kimseyi aldatmışlıkları yoktur onların da!..
Herkes abdestinde namazında,
Huşu içinde duasında tanrısına, önce konu komşuya- olmayana-düşküne, artarsa bana ver diye!..
Hee!..
İyide beni,
Bizi,
Herkesi kandıran, yaralayan, süründüren, öldüren,
Her şeyden daha önemlisi “aldatan” kim öyleyse!..
!!!!!!
“Ne çok konuştun abi yahu, alt tarafı satacağımız bir don’du, aha onu da satmıyorum dedi hamamcı!..”
Yorgunluk ve ağrının etkisi ile söyledim bunları da,
Sahi;
Herkes bu kadar dürüstse yurdum insanının;
Başta cumhur başkanımız olmak üzere bizleri aldatan, kandıran, üten, soyan kim?
Gazetelerin üçüncü sayfaları uzayda mı yazılıp hazırlanıyor yoksa?
,
0