Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekim Yardımcısı Sönmez, lisede verilen ödevden esinlenerek tutulduğu “Yesevi” aşkıyla doktor oldu Sönmez: “Ahmet Yesevi’yi tanımak tarihimizi, inancımızın güzelliklerini, Kuran ve sünnet ışığında ilim öncülerini, atalarımızı tanımak ve geleceğe daha güçlü şekilde bakmaktır”
GELECEĞE DAHA GÜÇLÜ BAKMAKTIR
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Fatma Sönmez, lisede verilen ödevden esinlenerek tutulduğu “Yesevi” aşkıyla Kazakistan’a giderek Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim aldığını ve doktor olduğunu söyledi. Sönmez, yaptığı açıklamada, lisedeki “Hoca Ahmet Yesevi” konulu ödevi dolayısıyla tutulduğu “Yesevi” aşkının, kendisine yeni bir ufuk açtığını anlattı. Ahmet Yesevi Üniversitesine ilk alınan öğrencilerden biri olduğunu belirten Sönmez, şunları söyledi: “ÖSYM sınavı ile Kazakistan’ın Türkistan şehrindeki Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ilk öğrencilerinden ve ilk tıp fakültesi mezunlarından oldum. Tıp fakültesi eğitimimi orada tamamladım. Lise yıllarımda Ahmet Yesevi ile bir ödev neticesinde tanıştım. Ahmet Yesevi ile ilgili hazırlamam gereken ödevin çok ötesinde, Ahmet Yesevi yolunu ve onun yolundan gelenleri tanıma şerefine nail oldum. Çünkü Ahmet Yesevi’yi tanımak tarihimizi, inancımızın güzelliklerini, Kuran ve sünnet ışığında ilim öncülerini, atalarımızı tanımak ve geleceğe daha güçlü şekilde bakmaktır.”
“ONLAR YILLARDIR HASRET”
Hoca Ahmet Yesevi diyarında kendilerini farklı bir duygu ile karşıladıklarını belirten Sönmez, şunları kaydetti: “1994 yılında oraya giden 40 kişiden biriyim. Bizi, Osmanlının torunları diye karşılamışlardı. Öyle bir bakış açıları vardı ki insan gerçekten kendini yeniden sorguluyordu. Çünkü onlar yıllardır hasret kaldıkları kardeşlerini karşılıyorlardı. Ona farklı bir kimlik, sorumluluk, farklı bir ağırlık katıyorlardı. Osmanlı’nın torunları. Bu sizin otomatikman ecdada yakışır bir kimliğe sahip olmanız gerektiğini, o sorumluluğu size veriyordu. Bizi karşıladıklarında o kadar derin bir samimi ruh haliyle bizleri bağırlarına basmışlardı ki ‘Siz Osmanlı’nın torunlarısınız. Siz bize örnek olacaksınız. Siz elinden, dilinden zarar gelmeyen güzel insanlarsınız’ diyorlardı. Bu güzel bir duyguydu.”
NASİP OLDU
Okulunun bitirerek doktor olduğunu ve Türkiye’ye döndüğünü anlatan Sönmez, “Geldim ama duramadım, hep oraları özledim. Daha sonra o zamanın Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla görevlendirilerek bu sefer tekrar Kazakistan’a görev için gittik. Orada çeşitli görevler yapmak nasip oldu” dedi. Sönmez, Kazakistan’a yaptığı hizmetlerden dolayı Kazakistan Cumhurbaşkanı onayı ile kendisine madalya ve berat verilmesinden büyük mutluluk duyduğunu ve bu sevinci hiçbir zaman unutamadığını sözlerine ekledi. AA
