‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle Baro Kadın Hakları Komisyonu bir toplantı düzenledi. Düzenlenen toplantıda Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Kader Atiye Şahin, “Özellikle ülkemizde son yıllarda ayyuka çıkan şiddet? ensest, cinayet, tecavüz vakaları bize toplumun nereye gittiğini sorgulatırken aynı zamanda vicdanlarımıza da derin yaralar açmaktadır” dedi.
EŞİT ÜCRET, EŞİT HAK TALEPLERİ
Baro Kadın Hakları Komisyon Başkanı Kader Atiye Şahin ve Baro Başkanı Avukat Erol Çakır, ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nedeniyle toplantı düzenledi. Toplantıda baro yönetimi ve kadın hakları komisyonu tam kadro katıldı. Toplantıda günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Komisyon Başkanı Şahin, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların eşit işe eşit ücret talepleriyle 1857 yılında, adalet, barış ve eşitlik için başlattıkları uzun soluklu mücadelelerinin simgesi olan, hakları uğruna can verdikleri gündür” şeklinde konuştu.
YAŞAMA HAKKI MÜCADELESİ
Şahin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Ancak günümüzde 8 Mart gerek dünyada, gerek ülkemizde maalesef erkek şiddeti gölgesi altında ve bu şiddete karşı mücadele günü gibi algılanmaktadır. Bugün 1857 yılında başlayan kadınların eşit hak mücadelesi ilerlemek şöyle dursun toplumda yaşama hakkı elde etme mücadelesine dönüşmüştür. Özellikle ülkemizde son yıllarda ayyuka çıkan şiddet? ensest, cinayet, tecavüz vakaları bize toplumun nereye gittiğini sorgulatırken aynı zamanda vicdanlarımıza da derin yaralar açmaktadır.”
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
“Öldürülen her bir kadın kardeşimiz hakları yolunda mücadele ederken, şiddete karşı koyarken öldürülüyor ve yıl yıl ay ay tırmanan kadın cinayeti sayısı, kadınların hak mücadelesi devam ederken devletin ödevlerini ve kadınlara karşı görevlerini yerine getirmediğini gösteriyor. Bir gün dahi kaybetmeden kadın hareketinin tüm talepleri yerine getirilerek gerekli önlemler alınmalı, düzenleme ve uygulamalar yapılmalıdır.”
CİNAYET ORANI GİDEREK ARTIYOR
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre sadece 2015 yılında 50 kadın evliliğini, 15 kadın ilişkisini sonlandırmak isterken 130 kadın ise kendi hayatına dair bedensel, toplumsal ya da ekonomik bir başka hakkını kullanmak isterken öldürüldü. Tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran Özgecen Arslan’ın ölümü ise adını duyurabilen; duyabildiklerimizden sadece bir tanesidir”
36 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
“Türkiye tarafından 2011’de imzalanan ancak uygulanması için gereken yönetmeliğin 2014’te yazıldığı İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadınların hak mücadelesinde önünün açılması için devletin her türlü imkanı kullanarak her önlemi alması gerekmektedir. Ancak bu konuda somut adımlar atılmamıştır ve kadın cinayetleri oranı giderek artmaktadır. Sadece 2015 yılında 303 kadın kardeşimizi kadın cinayetlerine kurban verdik. Yine Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Verilerine göre “2016 Ocak’ta 36 kadın kardeşimiz erkekler tarafından öldürüldü.”
CİNAYETLERİNİN YÜZDE 50’Sİ ATEŞLİ SİLAHLARLA
“Son yıllarda bir ay içerisinde en çok kadını, kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz bir ay oldu. Öldürülen 36 kadından 24’ünün çocuğu vardı, 15’i evliydi, 14’ü ise hem evli hem çocukluydu. Kadınlar en çok eski veya mevcut kocaları ile erkek arkadaşları ve oğulları tarafından öldürüldü. Kadınlar hayatlarına dair iradelerini geliştirip kullandığı ve en üretken dönemleri olan yaşlarda öldürüldü: 20 kadın, 16 ile 35 yaşları arasındaydı. Kadın cinayetlerinin yüzde 50’si ateşli silahlarla işlendi.”
BÜTÜN GEREKENLER YERİNE GETİRİLMELİ
“Artık yapılması gereken, kadın cinayetine ve kadına karşı işlenen suçlara onay verir nitelikteki indirimleri, cezasızlığa son verecek ve caydırıcılığı arttıracak şekilde düzenlemek, kadın cinayetlerini durduracak kadını koruyan komisyonlar, politikalar üretmektir. Kadın cinayetlerinin olmadığı bir ülke ve bir yıl, ancak kadından yana bütün gereklerin yerine getirilmesiyle mümkündür.”
ÇALIŞMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ
“Biz Kırıkkale Barosu ve Kadın Hakları Komisyonu olarak öldürülen her kadın kardeşimizin davasına müdahil olduğumuzu, gerek insani gerek hukuki olarak her türlü yardım ve destekte bulunmak üzere hazır olduğumuzu, sorunun çözümüne yönelik atılacak her türlü somut adımda tüm kadromuz ile çalışmaya hazır bulunduğumuzu belirtmek isteriz.”
BÜYÜK ARZU VE TEMENNİMİZDİR
“Bundan sonra kadına karşı şiddetin, cinayetin ve bunların önüne nasıl geçileceğinin değil hak ve adalet arayışının ve bu arayışın nihayete kavuşmasının kutlandığı 8 Martlara kavuşmak en büyük arzu ve temennimizdir. Bu vesile ile Siz değerli meslektaşlarıma ve sesimizi duyurarak her zaman yanımızda olan siz değerli basın mensuplarına teşekkür ederek basın açıklamamızı sonlandırıyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.