Köşe YazılarıManşet

Kadın Olmanın Dayanılmaz Hafifliği(!)

Haber71.Net - Google News | Abone Ol

25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü idi.

Kadına yönelik gerçekleşen fiziksel, cinsel, ekonomik veyahut psikolojik her türlü şiddetle mücadele hakkında gerekirse her gün yazmak lazım, gündemde tutmak lazım, gerekirse her an her dakika ısıtıp ısıtıp önünüze sunmak lazım.

Çünkü bu yara tedavi edilmiyor, her gün ve için için kanıyor. Bunu biz görüyoruz. Gördüklerimiz sonucunda eşitsizliği, zulmü, aşağılanmayı, vahşeti içimize sindiremiyoruz. Siz de görün istiyoruz!

Görün ve önce içinizdeki size dokunmayan ve gerekirse bin yıl yaşayacak yılana, sonra da sorumlulara dur deyin…

Bakın…

Türkiye’de 2010-2015 yılları arasında en az 1134 kadın erkekler tarafından öldürüldü.

Cinayet bahaneleri arasında ‘saçını kızıla boyatmak’, ‘yeni elbise almak’, ‘patates köfte yapmamak’, ‘tuzluğu uzatmamak’ veya sadece ‘gıcık olmak’ dahi yer alabildi!

Failler ise koca, sevgili, baba, oğul, erkek kardeş, kısaca kadınların en yakınındaki erkekler oldu.

Asıl akıl sınırlarını zorlayan kısım ise; öldürülen ya da şiddet uğrayan kadınların; giydikleri elbiselerin rengi, giydikleri elbiselerin boyu, makyaj yapmaları, evlerine geç gelmeleri, cep telefonuyla sıkça konuşmaları, gece dışarı çıkmaları gibi gündelik yaşamın olağan unsurları sayılabilecek nedenler, açıkça erkeklerin şiddetini meşru kılacak şekilde tahrik sayıldı. Yargılamalarda faillere büyük ceza indirimleri uygulandı.

Son olarak evlenme teklifini kabul etmeyen sanatçı Hatice Kaçmaz’ı 16 bıçak darbesiyle öldüren Orhan Munis’in suçunu mahkeme ‘tasarlayarak öldürme’ saymadı ve cezasında indirime gitti. Gerekçesinde ise “tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisiyle ve ruh halinde yarattığı hiddetle” yanına bıçak aldığı vurgulandı ve “hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur” denildi.

Mahkeme gerekçesi ile erkek şiddetinde artık yeni bir gerekçe yarattı; ”TUTKU DERECESİNDE SEVDİĞİMDEN ÖLDÜRDÜM”

Bir hukukçu değil, bir kadın değil, vicdanı olan bir insan olarak söylüyorum ki kadın cinayetlerinde ceza indirimi uygulanmamalıdır.

Kadın erkek arasındaki eşitsizliği fıtrattan sayan, kadının çalışma hayatından uzakta, en az üç çocuk ile kendisine biçilen en önemli kariyerin annelik olduğunu vurgulayan, kadın cinayetlerinin ev içi cinayetler olduğunu savunan, özgürlükleri kısıtlayıcı, kadını itibarsızlaştıran toplum dilinden vazgeçilmesi gerekmektedir.

Ve de destek olabilmek.. “Biz insanız ve yalnız değilsiniz, buradayız” diyebilmek..

“Biz buradayız”.

 

 

 

 

 

Haber71.Net Editör

Kırıkkale'nin Haber Portalı Haber71.Net'in editörü tarafından Kırıkkale haberlerinin son dakika ve hızlı bir şekilde ziyaretçilerine ulaştırmayı hedeflemektedir.
Başa dön tuşu