Türkiye’de ne zaman ne olacağını kestirmek gerçekten çok zor.
80 ihtilali sonrasında iktidara gelen ANAP’ın devam eden süreçte dağılıp siyasi sahneden kopacağını kim tahmin edebilirdi mesela?
İlerleyen yıllarda kurulan koalisyonlu hükümetlerin uzun soluklu olmayacağı hiç aklınıza gelmiş miydi?
Yeni kurulan bir partinin halkın yüzde 80’inin tercihini alarak iktidara geleceği ve 13 yıl iktidarda kalacağı hiç düşünülmüş müydü?
Dedik ya başta; Türkiye’de ne zaman ne olacağını kestirmek kolay olmuyor.
Hatırlıyorum da o yılları, sandıklar kurulup seçim hazırlığı başlayınca sadece Türkiye’de değil Kırıkkale’de de yüksek bir hareketlilik yaşanıyordu.
Parti teşkilatları dolup taşıyor, sokaklarda insanlar siyaset dışında sanki bir meşguliyeti yokmuşçasına koşturup duruyordu.
Zamanla ve özellikle Ak Parti iktidarının ikinci dönemiyle birlikte siyasi çalışmalar hız kaybetti.
Nedendir bilinmez(!) bu durum 1 Kasım seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde daha da belirginleşti.
Şimdi herkes aynı şeyi düşünüyor, konuşuyor, etrafındakiler ile paylaşıyor.
“Siyasi ortam neden bu kadar sessiz” diye birbirine soruyor, yanıtlıyor, çeşitli tahminlerde bulunuyor.
Gerçekten de öyle değil mi?
Şunun şurasında seçime 1 hafta kalmış, herkes kendi halinde.
Milletvekili adayları çarşı-pazar, köy-kasaba ve hatta ev ev dolaşıp kendini tanıtarak oy isterken, seçmen hala 1 Kasım seçim havasından oldukça uzak.
Bu sessizliğin nedenini bana soracak olursanız iki tahminde bulunabilirim.
Birincisi; seçmen kararını vermiştir.
İkincisi; seçmenin siyasetçilerden beklentileri kalmamıştır.
Geride bıraktığımız o haftalarda, yaşanan sessizliğin ve ilgisizliğin nedeni işte böyle izah edilebilir diyorum.
Ancak, son haftaya girdiğimiz ve içinde bulunduğumuz şu günlerde bir takım hareketlenmeler gözlerden kaçmadı değil.
Parti teşkilatlarından ziyade bu hareketlenmeler daha ziyade bireysel.
Örneğin; Yahşihan Belediye Başkanı Ahmet Sungur’un, eski Ticaret Odası binasında seçim bürosu açarak atmosferi hareketlendirmesidir.
Her gün binlerce seçmenin ziyaret ettiği, vazife beklediği, arı kovanı gibi işleyen bir merkez haline dönüştü desek yeridir.
Önceki gün neredeyse bina almadı.
İnsanlar koridorlarda, merdivenlerde ve cadde de adeta yer bulamadı.
Ak Parti Milletvekili adayları Mehmet Demir ve Abdullah Öztürk, Belediye Başkanı Sungur’un seçim bürosundaki bu canlılıktan haberdar edilmiş ki; ziyarete geldiler.
Oysa bu, mütevazi bir tanışma, kaynaşma ve bu toplantıyı pekiştirecek sade bir çiğ köfte ikramından ibaret olarak düşünülmüş toplantı tertibiydi.
Şöyle düşünüyorum, hangi parti olursa olsun parti teşkilatlarının böylesi bir canlılığı yaratamayacağı kanaatindeyim.
Sonuç itibarıyla, Kırıkkale’de yaşanan sessizlik ve hareketsizlik önceki gün gerçekleşen toplantı ile dengeleri değiştirmiştir.
Öyle tahmin ediyorum ki; bu canlılık ilerleyen günlerde sokaklara taşınacak.
Tıpkı, 30 Mart 2014 seçimine az bir zaman kala, beş bin kişinin katılımıyla Zafer caddesinde gerçekleştirilen gövde gösterisi gibi.
İşte o zaman sessizlik bitecek, seçimin yaklaştığının anlaşılacağını sanıyorum.