MHP’nin ziraat ve veteriner fakültesi mezunları sorunlarının araştırmasına yönelik önergesi karşısında konuşan Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, “Biz tarım sektörünü önceden anlaşıldığı gibi sosyal politika alanı olarak değil, kırsal kesimdeki vatandaşlarımızın maişetlerinin temin edildiği bir sosyal politika alanı olmaktan ziyade, tarım sektörünü Türkiye’nin kalkınmasında temel bir stratejik sektör olarak görüyoruz” dedi.
14 TEMEL KANUN
MHP’nin ziraat ve veteriner fakültesi mezunlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergeleri karşısında konuşan Milletvekili Can, Türkiye’de tarım sektörünün, önceki dönemlerle mukayese edildiğinde çok önemli gelişmeler sağlandığına dikkat çekerek, “Biz tarım sektörünü önceden anlaşıldığı gibi sosyal politika alanı olarak değil, kırsal kesimdeki vatandaşlarımızın maişetlerinin temin edildiği bir sosyal politika alanı olmaktan ziyade, tarım sektörünü Türkiye’nin kalkınmasında temel bir stratejik sektör olarak görüyoruz. İlk tarım kanunu bizim dönemimizde çıkarıldı, tarım sigortası kanun, tütün ve gıda kanunu, toprak koruma kanunu, arazi kanunları, organik tarım kanunu, üretici birlikleri kanunu, Biyogüvenlik Kanunu gibi 14 temel kanun Meclis Genel Kurulunda yasalaştırıldı. Bu kanunlarla, tarımın temel paradoksları nedir? Hedefler nelerdir? Üretimde verimlilik nedir? Bugün ne yapacağız? Yarın ne yapmalıyız? Dünya konjonktüründe tarımın reel durumu nedir? Türkiye’de tarım stratejisinin durumu nedir? Bu kanunlarla bunu uygulamaya koyduk” dedi.
İHRACAT 5 KAT ARTTI
Kendisinden daha önce konuşan Milletvekili Can, yanlış tarım politikalarından ve tarımından çöktüğünden söz edildiğini hatırlatarak, “On iki yıl önce Türkiye’de 7,5 milyon çiftçi 24 milyon hektar araziyi işlemekteydi ve toplam 23 milyar dolarlık bir değer kazandırmaktaydı. Tarım hasılamız bu idi. 190 ülke arasında 11’inci sırada idik. Avrupa’da italya, Fransa ve İspanya’dan sonra 4’üncü sırada idik. Netice itibarıyla, AK PARTİ’nin tarım politikalarıyla birlikte, 2011 yılına geldiğimizde ise dünyada 190 ülke arasında 7’nci sıraya, Avrupa’da da Fransa, İtalya ve İspanya’dan sonra ise 1’inci sıraya yükseldik. Toplam hasıla payımız ise 62 milyar dolar. 23 milyar dolar nere, 62 milyar dolar nere? Dolayısıyla, tarım sektöründe “Nereden almışız, nereye getirmişiz?”in ölçüsü budur. Bu hasılayla -demin de belirttiğim üzere- 11’inci sıradan 7’nci sıraya yükseldik. Avrupa’nın 1’inci tarım üreticisiyiz. On iki yıl önce tarım ihracatımız 4 milyar dolar iken şu an 20 milyar doları vurmuş durumdayız” diye konuştu.
“SERBEST PİYASA DA DÜŞÜNÜLMELİ”
Veterinerlik ve ziraat fakültesi mezunlarının istihdamı hakkında açıklamalarda bulunan Can konuşmasının devamında şunları söyledi; “Özellikle şunu söylemek istiyorum ki üniversiteden yetişen öğrenciler kendilerini, devlette tabii ki ihtiyaç varsa devlet ziraat mühendisi, veteriner alacaktır, gıda mühendisi alacaktır. Fakat sadece devleti bir istihdam kapısı olarak görmek istismardır, popülizmdir. Devlet ihtiyacını alacaktır ancak üniversitelerimiz öğrencilerini yetiştirirken “Devletten ziyade, özel alanda, serbest piyasada nasıl iş yapılır, nasıl yatırım yapılır?” bu zihniyeti hem üniversiteler öğrencilerine verecek hem de öğrenci sadece devleti istihdam alanı olarak değil, kendisi özel teşebbüs alanında yatırımcı olarak neler yapabilir, onun arayışı içerisinde olmakla birlikte bu zihniyeti de öğrencilerimizin belleğine kazımak durumundayız.
“POPÜLİZMDEN KİMSEYE FAYDA YOK”
Diğer taraftan, ben hukuk fakültesini bitirdim. Hukuk fakültesi mezunları, biliyorsunuz, hâkim olabilirler, avukat olabilirler, kamuda da istihdam edilebilirler ama hukuk fakültesi mezunları aynı zamanda serbest piyasada avukat olarak da çalışırlar. Kamuda çalışan avukatla serbest piyasada çalışan işine hâkim bir avukattan, hem geleceğini kazanma anlamında hem kamuya hizmet anlamında, kendisine ve çevresine kazandırdığı katma değer anlamında tabii ki serbest piyasada çalışan avukat daha fazla kazanmaktadır. Bütün üniversitelerimize ve öğrencilerimize bu zihniyeti aşılamamız gerekiyor. Tabii ki ihtiyaç varsa –son söz olarak- devletin ihtiyacı karşılaması lazım ancak bunun geçmiş yıllarda zararını hep birlikte çektik, popülizmden kimseye fayda yok, öğrencimize de istihdam edilene de zararı vardır. Geçmişte bunun uygulamalarını, bunun zararlarını hep birlikte yaşadık. Bundan sonra inşallah öğrencilerimiz ve üniversitelerimiz bu alanda daha da dikkat eder diyorum”