Bem-Bir-Sen İkinci Olağan Kongre’sine katılan Genel Başkan Mürsel Turbay, “Enerji politikalarımızı gözden geçirmemiz lazım. Hukuki anlamda yargıya bakıyorsunuz, bir gece önce 6 bin zeytin ağacı kesiliyor, bir gün sonra da bu 6 bin zeytin ağacının kesilmemesi için yargı karar veriyor. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor. Böyle bir sistem olur mu?” dedi.
DİLEKLER SAYGILI’YA İLETİLECEK
Kongreye Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, Belediye Başkan Yardımcısı Halil Danacı ve delegeler katıldı. Şube Başkanı Tuncay Bulut’un açılış konuşması yaptığı kongrede Belediye Başkan Yardımcısı Halil Danacı bir konuşma yaptı. Danacı konuşmasında Belediye de çalışan memurların dilek ve temennilerini Belediye Başkanı Mehmet Saygılı’ya ileteceğini kaydetti ve sendika seçimin hayırlı olması temennilerinde bulundu.
BAŞKAN BULUT
Ardından Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Sendikal faaliyetlerinden bahsederek yaklaşık bir saat konuşma yapan Mürsel Turbay, ülke meselelerine değindikten sonra belediyelerde yapılan çalışmalardan bahsetti. Faaliyet ve denetim kurulu raporlarının oylanmasından sonra şube yönetimi ve diğer organların seçimine geçildi. Seçim sonucunda Bem-Bir-Sen Kırıkkale Şube Başkanlığına Zabıta Müdürü Tuncay Bulut, yönetim kurulu üyeliklerine de Şuayip Güneş, Mustafa Bozdemir, Kadir Tanrıverdi ve Koray Arslan seçildi.
BÖYLE SİSTEM OLUR MU?
Kongrede, Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay ülke gündemini yakından ilgilendiren açıklamalarda bulundu. Enerji politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Turbay, “Bizde, enerji politikalarımızı elde ederken gelişmiş ülkelere baktığımızda çevrelerine dokunmadan o güzelim tabiat varlıklarına dokunmadan o güzellikleri, o yeşillikleri, o tabii yerleri, o nehirleri, o ırmakları, o denizleri, o çevreyi kirletmeden nasıl yapıyorlarsa, bizde nehirlerimizin üzerine nükleer santraller kurmak meseleyi çözmüyor. Öyleyse enerji politikalarımızı gözden geçirmemiz lazım. Hukuki anlamda yargıya bakıyorsunuz, bir gece önce 6 bin zeytin ağacı kesiliyor, bir gün sonra da bu 6 bin zeytin ağacının kesilmemesi için yargı karar veriyor. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor. Böyle bir sistem olur mu?” dedi.
1 MİLYON MÜLTECİ DAHA GELECEK
Türkiye’nin siyonist güçler tarafından çeşitli bahanelerle sıkıştırılmaya çalışıldığını, yakın zamanda Halep’ten de 1 milyon mültecinin daha Türkiye ye geleceğini söyleyen Turbay şöyle konuştu: “Bizim onları kucaklayacak güzümüz var. Ama başka Türkiye yok. Bizim de Türkiye’den başka gidecek yerimiz yok. Bizi Suriye mi, Irak mı, İran mı kabul eder biraz düşünün. Bizi hangi ülke kabul eder? Hangisine sığınabiliriz? Hiçbirisine. Bizim kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz lazım, biz bu ülkeyi kalkındırmak zorundayız. Biz bu ülkeden başka bir yere gidemeyiz ve bu ülkenin bir kıymık kadar taşını kimseye böldürtmeyiz. Gerekirse bütün mücadeleyi sonuna kadar yaparız. Mısır’la Türkiye’yi, Türkiye’yle İran’ı, Türkiye’yle Irak’ı, Türkiye’yle Arabistan’ı vesaire diğer ülkeleri hiçbirisini bir araya getirmezler yan yana getirmezler ikisinin bir güç olmasını istemezler. Niye hemen bir şeyi çıkarırlar, neden? Türkiye Ortadoğu’da bir güç olmasın yeter başka bir şeylere gerek yok. Şu anda bizi, içimizi karıştırmak istediler, içimize fitne sokmak istediler, içimizde etnik kökeni, etnik gurupları, ırkları çarpıştırmak istediler.
“HEPİMİZ ADEM’İN OĞLUYUZ”
Dinleri ile inançları birbirleriyle çarpıştırmak istediler, birbirine kırdırmak istediler, Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Çerkez, Laz vesaire dediler. Ama biz şuna inanıyoruz. Ne Kürt’ü, ne Türk’ü, Ne Çerkez’i, ne Laz’ı hepimiz Adem’in oğluyuz. Tabii ki fikirler başka olacak, olması da gerek zaten. Ama bunlar da yetmedi bizi içimizde kırdıramayan bu siyonist güç dışarıdan bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Yakın bir zamanda unutmayın şu anda 2 milyon olan mülteci, yakın bir tarihte Halep’ten 1 milyon mültecinin daha Türkiye ye gelecek ve biz onlara da kucağımızı açacağız. Bunu şunun için söylüyorum. Ama Birleşmiş Milletler bunu bizim kucağımıza itecek. Ve şu anda dışarıdan gelen iki milyon sığınmacıya hiçbir yardım yapmıyorlar.
“AVRUPA SEYREDİYOR”
Ekonomik anlamda çeşitli denemeler yaptılar Türkiye’nin güzünü zayıflatmak için. Çünkü bakıyorlar ki her yıl ilk 10’larda en düşük döneminde 15’lere kadar. Bunun dışında her yıl hızlı bir şekilde kalkınıyor ve Avrupa bunu seyrediyor. Çünkü dünyadaki para piyasalarından bunu biliyor. Bu ülkede nelerin kazanıldığını ve ne yapıldığını çok iyi biliyor. Ve sağduyu sahibi, sizler, bizler, bu toplumun temel dinamitleri, bu sivil toplum kuruluşları arkadaşlarım hepinizden Allah razı olsun.
“GENÇLİĞE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Biz bu ülkede sağduyu içerisinde olduğumuzdan bunlar çok önemli. Biz birbirimize kenetlenmek durumundayız. Biz birbirimizi sevmek durumundayız. Biz birbirimizi kucaklamak durumundayız. Ama asla çocuklarımızı unutmayınız. Onları sohbetlere, gitmiş olduğunuz toplantılara götürün. Onların, özellikle bizim milli ve manevi değerlerimize saygılı olarak yetişmesi gerekir. Değerlerimizle yetişmezlerse elimizden tıpkı balığın kaydığı kaybederiz. Gençliğe sahip çıkmak zorundayız”
