Yılmadı kazandı!
HSYK seçimlerine Yargıda Birlik Platformu listesinden giren Kırıkkale eski Cumhuriyet Başsavcısı Metin Yandırmaz, seçimin en yüksek oyunu aldı. Kırıkkale’deki görev sürecinde büyük güçlüklerle mücadele eden Yandırmaz için, “Yılmadı, kazandı” yorumları yapıldı.
Birinci sıradan seçildi
HSYK seçimi için 13 bin 993 hakim ve savcıdan 13 bin 750’si sandık başına gitti. 13 bin 614 oyun geçerli, 136 oyun da geçersiz sayıldığı seçim sonucunda 10 hakim ve savcı HSYK üyesi oldu. YBP listesinden seçime giren Kırıkkale eski Cumhuriyet Başsavcısı, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Yandırmaz, 5 bin 836 oyla en çok oyu alarak birinci sıradan seçilmeyi başardı.
Kırıkkale ile bağlarını hiç koparmadı
Yandırmaz Kırıkkale’de görev yaptığı sürede tüm çevrelerin sevgisini kazanmış ve Kırıkkale’den Balıkesir’e tayininin çıkması bile Yandırmaz’ın Kırıkkale ile olan bağını koparamamıştı. Yandırmaz hemen her platformda Kırıkkale ile güçlü bağlarını dile getirmiş, en küçük fırsatta Kırıkkale’de olmaya devam etmişti. Yandırmaz’ın HSYK seçimindeki başarısı Kırıkkalelileri de mutlu etti.
Yandırmaz ülke gündeminde
Seçim sonucunun ardından en yüksek oyu alan aday olarak Türkiye’nin gündemine oturan Yandırmaz hakkında yaygın basında çıkan haberler gündemin içinde gündem yarattı. Yandırmaz’ın Ergenekon Davası şüphelisi olarak takip edildiği ve dinlenildiğini yazan yaygın basın, Yandırmaz’ın baskılara ve fişlemelere rağmen yılmadan, yorulmadan Türk yargısı için çalıştığını not etti.
Takibe alınmıştı
Odatv’de yer alan habere göre, Yandırmaz Ergenekon davası şüphelilerinden biriydi. Davada 21 yargı mensubunun telefonlarının dinlenmekle yetinilmediği, takibe alındığı, ortam dinlemesi yapıldığı da anlaşılmış, bu isimlerden birinin de Metin Yandırmaz olduğu ortaya çıkmıştı. 3 Kasım 2008’de İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla hakkında takip kararı alınan Yandırmaz, o dönem Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısıydı. Yandırmaz’ın da olduğu 21 isim hakkında “4 hafta süreyle kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve işyerlerinin teknik araçlarla izlenmesine, ses veya görüntü kaydı alınması” kararı verildi. Yandırmaz hakkındaki takip dosyası davaya dönüşmedi.
İşte oy dağılımı
Adli yargı adaylarının aldıkları oylar şöyle: “Metin Yandırmaz 5836, Mehmet Yılmaz 5758, Mehmet Durgun 5695, Ömür Topaç 5665, Ramazan Kaya 5657, İsa Çelik 5429, Turgay Ateş 5400, İlker Çetin 5312, Selahaddin Menteş 5302, Zeynep Şahin 5291, Orhan Gödel 5202, Levent Ünsal 5143, Bilgin Başaran 5100, Yeşim Sayıldı 5009, İdris Berber 5003, Yaşar Akyıldız 4943, Mehmet Kaya 4864, Ayşe Neşe Gül 4816, Teoman Gökçe 4797, Nesibe Özer 4545, Ahmet Çiçekli 4499, Hasan Ünal 4495, Murat Aydın 2078, Nuh Hüseyin Köse 1498, Bülent Yücetürk 1416, Leyla Köksal 1406, Aydın Başar 1338, Hayrettin Türe 1296, Süleyman Demirel 1190, Ayşe Sarısu Pehlivan 1131, Berrin Lale Şenoymak 1102, Mustafa Bağarkası 1068, Mustafa Karadağ 998, İbrahim Fikri Talman 886, İbrahim Okur 821, Kemal Şahin 326, Arif Alemdar 243, Mehmet Güven 207, Cengiz Topel Çiftcioğlu 146, Murat Gökçe 122, Necmettin Karabacakoğlu 110, Alaettin Soylu 80, Cihan Ergün 47, Dursun Yalçınkaya 38, Hüsnü Çalmuk 35.”
Bakan’dan ilk açıklama
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK seçimlerinin sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada “Hakim ve savcılarımız, ideolojik bir yargı anlayışına ‘hayır’ demişlerdir, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve çoğulculuğa sahip çıkmışlardır” ifadelerini kullandı. Hakimevi’nde Yargıda Birlik Platformu üyeleriyle görüşen Bozdağ, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Daha önce Yargıtay ve Danıştayda HSYK seçimlerinin yapıldığını, bugün de adli ve idari yargıda görev yapan birinci sınıf hakim ve savcılar arasından isimlerin belirlendiğini kaydeden Bozdağ, seçimlerin hayırlı olmasını diledi. Demokratik bir seçim gerçekleştiğini dile getiren Bozdağ, “Seçim sonuçlarına baktığımızda çoğulcu bir HSYK yapısı oluşmuştur. Yargının içerisindeki bütün farklılıkların temsil edildiği bir sonuç ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
“İdeolojik yargı anlayışına hayır”
Milletin arzusunun da bu yönde olduğunu, bu seçimde Türkiye’nin yargısının, hukuk devletinin, bağımsız ve tarafsız bir yargı anlayışının kazandığını belirten Bozdağ, “Hakim ve savcılarımız, tekçi bir anlayışa, ideolojik bir yargı anlayışına ‘hayır’ demişlerdir. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve çoğulculuğa sahip çıkmışlardır. Sonuçların hayırlı olmasını diliyorum. Umarım seçilen yeni üyelerimiz, hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına bağlı kalarak başarılı bir şekilde hizmetlerini yerine getireceklerdir” dedi. Bakan Bozdağ, seçilen bütün üyelere başarılar diledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kurul’a 4 üye atayacağını, Adalet Akademisi’nin de kendi kurul üyeleri arasından seçim yapacağını belirten Bozdağ, böylelikle kurul üyeliklerinin tamamlanmış olacağını bildirdi.
“Gelin birlikte yazalım”
Bozdağ, HSYK ile ilgili seçim usulünün devam edip etmeyeceği yönündeki soru üzerine, şöyle konuştu: “2010 referandumundan sonra uygulanan seçim ilk olduğu için bunun sonuçlarını o gün itibarıyla tam değerlendirme imkanı olmamıştır. Bugün gelinen noktada baktığımızda bu seçimin sonuçları değerlendirilecek ama bu seçim usulünün yargı içerisinde ayrışmalara, kutuplaştırmalara yol açtığında hiç şüphe yok. Kurul Başkanı olarak daha önce de ifade ettim. Bu seçim usulünün sonuç ne olursa olsun değiştirilmesinde Türkiyemiz açısından, hukuk devleti açısından, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından fayda vardır. Yargının politize olmaması için, ayrışmaması için, hukukun üstünlüğüne sadakatle bağlı kalarak yoluna devam etmesi için Türkiye’nin, anayasanın 159. maddesini değiştirmesi zaruridir. Her zaman söylüyoruz. Buradan muhalefet partilerimize de çağrıda bulunuyorum. Gelin anayasanın 159. maddesini birlikte yazalım. Türkiyemize yaraşır, yakışır hale getirelim.”
“Her zaman adım atmaya hazırız”
“Geçmişte seçim usulünün çok faydalı olacağına inanarak bu değişiklikleri yaptık ama gelinen noktada baktığımızda bunun pek çok sıkıntılar ortaya koyduğu da tartışmasızdır” diyen Bozdağ, “O zaman iyi niyetle öngördüğümüz sonuçlar ortaya maalesef çıkmıyor. Onun için yargıyı bütünleştirecek, birleştirecek ve daha güçlü noktaya taşıyacak, hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına hizmet edecek, politize olmaktan, ideolojilere teslim olmaktan, teslim edilmekten kurtaracak bir noktaya taşıyacak yeni bir sistemi Türkiye’nin tartışması ve bu anlamda Anayasa’nın 159. maddesini değiştirmesinde fayda vardır” değerlendirmesinde bulundu. “Siyasi partilerimiz bu noktada bir anlayış birliğine varırsa biz her zaman bu konuda adım atmaya hazırız” ifadesini kullanan Bozdağ, daha önce diğer siyasi partilere bu konuda öneri götürdüklerini ancak diğer siyasi partilerin buna sıcak bakmadığını anlattı.
“Tarafsızlığa daha iyi hizmet edecek şekilde…”
Bakan Bozdağ, “Zaman geçmiş değil, her zaman bu yapılabilir. Önemli olan siyasi partilerimizin bu konuda anlayışla yaklaşmalarıdır. Bundan sonra ana muhalefet partimiz, diğer muhalefet partilerimiz eğer ‘bir araya gelip 159. maddeyi değiştirelim’ derlerse biz teklifimizin arkasındayız, 159. maddeyi değiştirebiliriz ve bunu hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsız ve tarafsızlığına daha iyi hizmet edecek bir biçime dönüştürebiliriz” diye konuştu.
“Hukukun üstünlüğü hepimizin güvencesidir”
“Paralel yapının HSYK seçimlerine yönelik bu denli çalışma yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna karşılık Bozdağ, şunları kaydetti: “Seçim sonuçlarına baktığınız zaman YARSAV bir listeyle girdi, Yargıçlar Sendikası da onu destekledi ama ortaya çıkan sonuçlara baktığınızda ‘YARSAV’ diye bir şey pek gözükmüyor. Bağımsız aday olarak kamuoyu bazı isimleri nitelendirdi. Özellikle bazı gazeteler bile bile ‘bağımsız aday’ dediler. Halbuki hiçbiri bağımsız aday değil, hepsi tam bağımlı adaylar. Nereyle bağımlı olduğunu da bunu yazanlar, çizenler, manşete çekenler, haberleştirenler bizden daha iyi biliyorlar. Kimlerle irtibatlı, nereye bağımlı olduğunu, işte bunu söylediğinizde de herkes başka bir noktaya çekiyor. Açık açık konuşalım. Allah aşkına bunu net bir şekilde ifade edelim. Yargı milletin yargısıdır. Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukukun üstünlüğü hepimizin güvencesidir, hukuk devletinin güvencesidir, demokrasinin sigortasıdır, insan haklarının güvencesidir, temel hak ve hürriyetlerin güvencesidir, her türlü hak ve hürriyetin güvencesi ve sigortasıdır.
“Milletin yargısı olsun istiyoruz”
Eğer yargı bir cemaatin veya bir ideolojik grubun eline geçerse demokrasinin de hukuk devletinin de yargının bağımsızlığının, tarafsızlığının da güvencesi ortadan kalkar. Biz bunu her defasında söylüyoruz, ‘kimsenin yargısı olmasın, milletin yargısı olsun’ diyoruz. Hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına sadakatle bağlı kalarak hizmet etsin istiyoruz. Ben bu seçimi o açıdan da önemli görüyorum. Hakim ve savcılarımız kendileri üzerine yapıştırılan yaftayı da kaldırıp atmışlardır. Yargı üzerindeki bir cemaatin kurmak istediği hegemonyaya hakim ve savcılarımız ‘hayır’ demişlerdir. ‘Biz bir cemaatin değil, milletin yargısıyız’ diye karar vermişlerdir. Ben bu kararın milletimiz ve demokrasimiz için hayırlı olmasını diliyorum.”
darülharp devletinin darülharp cileri bu yargıdakiler alayı aynı ey millet bunlara güvenmeyin kurtuluş darülislam devleti ve onun yargısında