31 Mart sabahının vicdanı

Tarih 31 Mart 2014…
Ve sayın başkan makamda…
Sevinç yumağı… Hayırlı olsun ziyaretleri… Kutlamalar falan filan sürer bir ay.
Kabuğa çekilmeler ve başkan olmanın ağırlığı başlar yavaştan.
Geçmiş şöyle bir hesaba çekilir.
Mevcut başkan seçilmeyeceği içinde çarşaf çarşaf serilir borç harç(Kırıkkale Belediyesi).
Pat… Basın açıklaması.
Hüloggggg basın.
“Borç şu; …., biz bunu yapamayacağız”
“Yanlışlar yapılmış, keşke olmasaydı”
“Biz elimizden geleni yapacağız yinede”
“Projeler mi? Bakalım 5 yılda kim öle kim kala”
“Kimler mi işe girecek, valla bakalım ama kadroyu doldurmuşlar”
“Söz verdik ama onunda bir hal çaresine bakarız artık”
***
Amannnn haaa…
Sakın!… Sen böyle olma Şehr-ül Emin.
Sen seçim meydanlarında bunları yapanları zaten söyledin, sen böyle olma sakın.!
***
Bence ilk işin geriye bakmak olmalı.
Mesela son 5 ayı içeren Kırıkkale yerel gazetelerini alıp bir bir okumalısın.
Sonra vicdanını yoklamalısın.
Bu oylar vicdana mı, menfaate mi?
***
Kimi yalan kimi gerçek bilemiyoruz.
Seçim meydanları, mitingler, ev toplantıları, falan filan hepsi bitiyor.
Son milimlerdeyiz.
Ve artık söz bizde…
Yani halkın kendisinde.
***
31 Mart sabahı vicdan azabı çekmek istemeyenlerdenim.
O nedenle bir seçmen ve hizmet görmek isteyen bir Kırıkkaleli olarak başkandan ricam olacak.
Lütfen çalıp çırpmayın!
Yanınızdakilere yedirmeyin!
Kırıkkale’yi öldürmeyin!…
Kısacası geri kalmış Kırıkkale’ye adam gibi hizmet yapın.
***
Kimin geleceği değil, kimin çalıp çırpmadan hizmet yapacağı önemli.
Bu kadar halkın vebali var üzerinizde haa.
Alacağınız oyların hakkını verin.
Bilumum yerlerde verdiğiniz vaat ile kanaat ettiğiniz ‘o notları unutmayın!’
Projeler falan bunlar yararınıza olacak şeyler.
***
Daha durun menfi hareket başlamadı sayın Şehr-ül Emin.
Sana güveniyoruz, emin olmak istiyoruz.
Şehr-ül Emin, özü sözü bir olmalı.
Şehr-ül Emin, oyları emanet bilip, bu emanete ihanet etmemeli.
İdare ederken; Hazreti Ömer gibi adil, Hazreti Ebubekir gibi sadık, Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olmalı.
Değil mi Şehr-ül Emin…